Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sivas'ta katliam! 37 kişi, Madımak Oteli'nin yobazlarca ateşe verilmesi neticesinde, yanarak can verdi. Türkiye bu utanç tablosuna Maraş'la, Çorum'la alışıktı ve tarih bir kere daha utanıyordu. ... Sivas katliamı hakkında söylenmiş onca söz varken halen dahi söylenecek çok şey var.
Sivas Katliamı
Hem Alevi olduklarını söyleyeceklerdi de ne olacaktı. "Ya sütü bozuğun biri başımıza bir iş açarsa!.. Üstelik biz Alevi değil Bektaşi'yiz..." Süha önceleri bu sinik tutumu yadırgamış, daha sonra Kahramanmaraş'ta, Çorum'da mezhepleri ayrı diye Alevilerin çoluk çocuk demeden öldürüldüğünü görünce, babasının çekingenliğinin boş bir kuruntu olmadığını anlamıştı.
Reklam
Madımak Katliamı
Otelin merdiveninde basamaklara oturmuş bekleyen üç şair: Metin Altıok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar… Otelin adı, yaylalarda açan çiçekti, Madımak'tı. Otelin içindekilerse ülkenin yazarları, şairleri, araştırmacıları, ozanları, karikatürcüleri, tiyatrocuları, semahçıları. Sekiz saat süren bekleyişin sonunda bir kibrit çakıldı. Otuz beş eli kolu bağlı insan alev alev can verdi. Otelin etrafını saran güruhun protesto ettiği, halk edebiyatımızın büyük ozanlarından Pir Sultan Abdal için düzenlenen şenliklerdi. Tarih: 2 Temmuz 1993. Gün: Cuma. Yer: Sivas'tı. Katliamın sonunda merdivende oturan üç şair de yaşamını yitirdi. Üç insan. Üç şair. Üç aydın kişi. Son kez yan yana gelmişlerdi. Sanki katliamın belleğimizden silinmeyecek fotoğrafını bizlere iletmek istercesine…
Linç kültüründen hareketle, Sivas Katliamı'ndan günümüze uzanacağımızı düşünerek geriye dönük bir tarama yaptım ve geçmişte de bugün olduğu gibi, basında ikiyüzlülükle linç kültürünü destekleyen, kolaycılığa kaçan bir tavırla karşılaştım. Açıkçası basındaki alçaklık hiç bitmemiş ve her zaman varmış. O dönemin manşetlerine baktığımızda kimse "35 canımız gitti" yazmamış ama Aziz Nesin'i provokatör olarak lanse eden sayısız başlık var. Mesela bir gazeteci alçakça "Şeytan Aziz" diye başlık atmış. Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan gibi bu ülkenin en büyük değerlerinin yanarak katledildiğini ise çoğu gazeteci anlatmamış. Sözün özü; basınımız bu günlerde neyse o günlerde de aynıymış.
Sayfa 28 - Nebil Özgentürk, Türkiye'nin Linç TarihiKitabı okudu
Sivas Katliamı
Din adına hiçbir dinin kabul etmeyeceği bu barbarlığı işleyenler niçin böyledir? Bu gittikçe artan ve devletin görmezden geldiği hatta devletin içine yerleşen gericilerin doğrudan yada dolaylı olarak desteklediği bağnazlık, köktencilik propagandalarının sonucudur.
Sayfa 321 - Nesin Yayınevi
“Sivas Katliamı davası 20 yılın ardından zaman aşımı gerekçesiyle kapatıldı.”
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
İnsan Kalarak/ Ataol Behramoğlu
Sivas Katliamı'nın üzerinden 2 Temmuz 2018'de yirmi beş yıl geçmiş olacak. 68 kusağı önderlerinin katledilmelerinin üzerinden de elli yıla yakın zaman geçti. Ülkemizde yirminci yüzyıl baştan sona, devrimcilere; doğru, adil, insana yaraşır bir yaşamı savunanlara karşı, devlet eliyle, egemen çevreler ve kiralık katillerince islenmiş cinayetlerle dolup taşıyor.
Sayfa 27 - Kırmızıkedi yay.Kitabı okudu
Aziz Nesin'in Sivas katliamı sonrası söyledikleri
1300-1400 yıl önceki sözlerin, kimin sözü olursa olsun, eskiyeceğine inanıyorum. eskimiştir... Bugün Pir Sultan'ı yaşatmak, ondaki gerçeklerin çağcıllaştırılmasıyla olabilir çağcıllaştırma, bugünkü çağa uyar hale getirebilirsek, o zaman ondaki nedir onlar, insancıllık başta olmak üzere bir de haksızlığa karşı ayaklanmak ya da karşı gelmek yoluyla olabilir. Bunu sazda, sözde, şiirde yeni Pir Sultan Abdallar, çağcıl Pir Sultan Abdallar, yeni demelerle, yeni deyişlerle ortaya koyabilirler ancak. Aynen tekrarında bilimsel yararlar vardır, tarihsel yararlar vardır. Ama bugünün koşullarına hepsi uymaz, uyamaz zaten. Bu mümkün değildir. Değişime aykırı bir olaydır. Onda değişmeyen sözleri bulup onları sürdürmek gerekir. Şimdi çok aykırı gelecek size, zannediyorum ki aykırı gelecek, ben saza da karşı bir insanım. Bu saz böyle devam ettikçe Türk milleti bir adım ileri gidemez. Yunus zamanında bu saz böyle çalınıyordu, 770 yıl önce Pir Sultan Abdal zamanında da böyle çalınıyordu, bugün de böyle çalınıyor. Bu sazı alıp da Pir Sultan Abdal'ın demeleriyle bunu çalarsak bu olamaz; hiçbir ilerleme olmamış demektir. Türkiye, bir adım ileri gitmemiş demektir. Sazda bir hamle, bir atılım, bir modernlik, bir çağcılık yaratırsak şiirlerinde ve şarkılarında türkülerinde yaratabilirsek bunu başarabiliriz. Bu çok güç bir iştir. Ama bu güç işin altında kalmak zorunda Türkiye. Kalkamıyor bu güne kadar.
Sayfa 16 - SiyahBeyazKitabı okudu
112 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.