Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar? " " Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz. " " Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada? " " Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz. " " İyi ya boş değildi kucağım. " " Ama yandınız, kül oldunuz. " " Ama vardım, kül bunun kanıtı. "
“İhlas ile böyle hizmetler edip, bu yolda nefislerini hiçe sayan insanlar vardır. Onlar öyle bir devlete erişmişlerdir ki, başka hiçbir devletle bu kıyas bile edilemez. Siz hizmette bu dereceye ulaşamasanız da, böylelerini kabul ve takdir ediniz.”
Reklam
Vazgeçerek, öteki insanlar gibi kolaycılığı ve rahatı seçiyorsunuz. Evet, belki çok akıllıca ama insanca değil. Çünkü siz insanlar yalnızca akıldan oluşmazsınız, duygularınız da vardır, anlamsız heyecanlarınız, delice tutkularınız. Üstelik onları doyurmazsanız, akılla kazandığınız her ne varsa, size mutsuzluk getirir
Dâva Anadolulu gençlerden, her biri «portör-ulvî aşıyı taşıyıcı ve bulaştırıcı>> bir aşk kadrosuna maya tutturabilmekti. Ceplerde kaybedilen ve asırlardır dışarıda aranılan güneşi bulup çıkaracak, yerine oturtacak, her şeyi ilk saffet ve asliyet vâhidine irca edecek, hasis ferd kadrolarında eskitilmiş ve pörsütülmüş mânalarla hiçbir alâka kabûl etmiyecek, mutlak hakikat ölçüsiyle aklın hakkını akla ve kalbin hakkını kalbe verecek, tarih boyunca bütün hesaplaşmaları yerine getirecek bir gençlik... Vecdiyle, estetiğiyle, ahlâkiyle, ideolojisiyle sım- sıkı merkeze bağlı, solmayan renk ve geçmeyen ânın, ezel kadar eski olduğu için, ebed kadar yeni dâvanın gençliği... Efendi Hazretlerinin, hani şu «Siz bana o Ümmeti gösterin de, ben de size onun hemen kurtulduğunu haber vereyim>> buyur- duğu topluluğa çekirdek, ölümsüzlük gâyesine destek gençlik...
Tao nedir?
Tao "Oluşun " diğer adıdır. Siz "Oluş nedir?" diye soramazsınız. O deneyimlenebilir. Şimdi burada deneyimlenebilir. Yarın değil. O sizi çevreliyor, siz onun içinde nefes alıyorsunuz, siz onun parçasısınız. O sizin varoluşunuzun kalp atışıdır. O nabzınızdır. O sizin bilincinizdir. Şu andaki sessiz anı dinleyin. Bu odur. Fakat bu soruyu yanıtlamanın bir yolu yoktur. Tao ancak işaret edilip gösterilebilir. Bu yüzden Zen ustaları derler ki: "Buda sadece Ay'ı gösterdi". Onun parmaklarına yapışma. Parmaklar sadece Ay'ı işaret eder, Ay'ın kendisi değildir. Tao sadece bir kelimedir, keyfi bir kelimedir. Manası hiçliktir. O, varoluşun oluşunu gösteren bir parmaktır sadece. Kuşlar cıvıldıyor, ağaçlar sessizce duruyor ve siz kalbinizdeki muazzam sevgiyle derin bir iletişim içerisinde oturmaktasınız... bu odur!
Siz mekanikliğinizi sürdürürseniz hayatınız da aynı mekaniklikte kalır.
Reklam
İnsanlar rüyalarının peşinden koşuyorlar, rüyalar değişiyor fakat onlar asla uyanmıyor. Rüyalar değişir fakat siz bu rüyada veya o rüyadasınızdır, kendinizi karanlıkta kaybedersiniz. Aydınlanmak, rüyaları değiştirmek, eski bir rüyadan başka bir rüya durumuna geçmek, eski rüya yerine yeni bir rüya yaratmak değildir. Eğer birisi size bu bir rüya, bir hayaldir derse, başka bir rüya yaratmaya başlarsınız.
"Seni sevmekte oluyorum" "Seni sevmekte ölüyorum! Siz gördünüz mü hiç ölümü? Onu ben gördüm ve çok istedim. Bir leke gibi -karanlık- dünyaya getirdim ölümü, kendimle. Kendimi istediğim kadar çok istedim 'ölümü.' Sizi sevmekte ölüyorum, ben de"
Sayfa 54
Siz sadece diğer insanlarla beraber yaşamıyorsunuz; kendinizle de sürekli beraber yaşıyorsunuz. Sıradan insanları sizden uzaklaştıran süreç, sizi kendinize yakın getirecek olan süreçtir.
“Siz bilinçsiz olanı bilinçli hale getirene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirmeye devam eder ve siz buna kader dersiniz.”
Reklam
“Malumunuz, ölüler yokluklarıyla var olur, anılarla yaşar. Siz siz olun, Murat Bey’i bir daha öldürmeyin. Hiçbir vicdan böyle bir yükü kaldıramaz.”
Sayfa 13 - Yapı Kredi Yayınları (İçler Dışlar Çarpımı)Kitabı okuyor
Üstün muradı anlatmakta bu çok kısır ifadenin hedefini çılgınca arayan bir oluş hasretinden başka bir delaleti yoktu. Bulunması gereken bizzat hayattı; asıl hayat... Onu bul da evvelâ yaşa, sonra yaz yazabildiğin kadarını... Burada yaşaya- bilmekle yazabilmek beraber... Garp âleminde, kendilerince yaşayabilenler, yâni duyup yazabilenler arasında,
Kimsenin sizi bulmasını beklemeyin,nitelikli insanları siz arayın!
Siz bu hale cinnet mi dersiniz, ahmaklık mı? Hele biz ikisinden de hiçbirisine ihtimal veremeyiz. Aşkın bir de böyle kavuşma içinde ayrılık tarafı vardır ki bunun erbabı biraz nadirce bulunursa da nadir erbabı bunun zevkini de emsali pek nadir zevklerden bulur. Size kendisini ram ve hatta mal eden bir kızı, yanı başınıza aldığınız halde nefsinizi tutarak o mahrumiyetin, o ayrılığın lezzetini tattığınız oldu mu? Olduysa Rakım'a ne deli dersiniz, ne de ahmak. Yoksa deli demekte de mazursunuz, ahmak demekte de.
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çevirmen: Emrah Balcı, V. Basım 2019Kitabı okuyor
Beni sevmemeleri ve hakkımda kötü konuşmaları beni rahatsız etmedi. Tam tersine, için için sevindim bile. Çünkü ben kendimi hâlâ pal sokağı çocuğu olarak görüyordum. Siz beni aranızdan atmış olsanız da bu böyleydi: Çünkü beni dışlayabilirisiniz ama yüreğimde olanları değiştiremezsiniz..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.