Kötülük Tedavi Edilemez, İyilik Sonradan Yaratılamaz…
Nasıl ve nerden başlayacağımı bilemiyorum. Bir kitabı okurken bana hissettirdiklerini o an bir kenara not alırım. Kitap bittikten sonra da hissettiğim şeyler değişiyor mu ya da yenileri ekleniyor mu diye düşünürüm. Eğer hiçbiri olmuyorsa kısa notlarımın üzerinde düşünür, sindirmeye çalışırım. Böyle değişik yöntemler ile okuyorum kitapları genelde.
İki tip okuyucu tanıdım bugüne kadar. Birincisi kitapların sayfası bile kıvrılsın istemiyor. Ufak bir yıpranma olduğu zaman kendine bunalımlardan bunalım beğeniyor. İkincisi de kendine rastladığı satırların altını çiziyor, özellikle sahaf kitapları tercih edip yaşanmışlıkların üzerine okuyor kitabını. Kırışıklıklara aldırmıyor. Siz hangisisiniz?
Bana soracak olursanız ikisinin ortasında gibiyim. Mesela neredeyse sayfaları ütüleyecek kadar delirmedim 😂 Ama sahaflardaki ilk baskı kitaplar da ilgimi çekmiyor. Sayfaların altını çizmek yerine de post it yapıştırıyorum.