Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cemal Süreya
'' Siz, saatleri yaşadınız. Henüz sözcük haline dönüşmemiş ya da bir sözcük karşılığı oluşmamış durumlar yarattınız. Tanığınızım. ''
Sayfa 82
Siz, saatleri yaşadınız. Zamantaşlarını. Niceldir saatler. Adsızsırlar. Renklerini, kokularını kişiselliklerden alırlar. Aylar birbirinin içinden yürüyebilir. Ağustosta bile Marta gönderme vardır. Yine de gönderme mevsim mantığıyla sınırlıdır. Günlerse bambaşka. Bir günün öbürünün önüne geçmesine izin yok. Günün gizi hem kişiselliğimizde, hem
Reklam
“Aziz dostum, siz şifa kabul etmez bir gayrimemnunsunuz… Bu işlerde bilmek ikinci derecede kalır. Yapmak vardır, sadece yapmak!.. Sonra kendi kendine konuşur gibi ilâve etti: - Bilgi bizi geciktirir. Zaten ne sonu, ne de gayesi vardır. Mesele yapmak ve yaratmaktadır. Bilselerdi, bilselerdi… Fakat bilselerdi bunu yapamazlardı. Bu heyecana, bu icada, bu kendiliğinden bulmağa erişemezlerdi. Bilgileri buna mâni olurdu. Kızınız bu geceyi yarattı. Ne ile? Yaratma kabiliyetiyle… Çünkü yaratmak, yaşamanın ta kendisidir. Biz yaşayan, yaşamayı tercih eden insanlarız. ” Alıntı: Ahmet Hamdi Tanpınar. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”. iBooks.
Sizdeki korku kendinize imansızlıktan.Siz siniksiniz.Sadece para için çalışıyor, ferdi saadetinizi düşünüyorsunuz.
Sayfa 312 - Dergah Yayınları
Emire Nişli Sevgililer Günü'ne Özel...
Sevgililer Günü'nde; günümüz sevgilerinin çok ötesinde yaşanmış, edebiyat dünyasına nam salmış şairlerin ve o muhteşem aşklarının dünyasına yolculuk yapalım istedim. Aşkı derinden hisseden, yüreğindeki coşkuyu, alevi, yalvarışı, yakarışı, adeta mısralara döken her biri eşsiz şairimizin aşk şiirleri ile buluşalım. Şiir aşktır, tutkudur kimi
Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir.Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tayin etmektir.Hakikati görmüşsün ne çıkar? Kendi başına hiçbir manası ve kıymeti olmayan bir yığın hüküm vermekten başka neye yarar? İstediğin kadar uzatabileceğin bir eksikler ve ihtiyaçlar listesinden başka ne yapabilirsin? Bir şey değiştirir mi bu? Bilakis yolundan alıkor seni.Kötümser olursun, apışır kalırsın, ezilirsin.Hakikati olduğu gibi görmek...Yani bozguncu olmak...Evet bozgunculuk denen şey budur, bundan doğar.Siz kelimelerle zehirlenen adamsınız, onun için size eskisiniz dedim .Yeni adamın realizmi başkadır.Elinde bulunan bu mal, bu nesne ile , onun bu vasıflarıyla ben ne yapabilirim?İşte sorulacak sual.
Sayfa 219 - Dergah yay.Kitabı okudu
Reklam
Siz de kabul edersiniz ki, her şeyi olduğu gibi söylemek mümkün değildir. Sözü yarıda bırakmaktansa, vaktinde iyi tasarlamak, okuyucu ile behemehâl anlaşacağınız noktaları seçmek gerekir. Çünkü samimiyet tek başına olan iş değildir.
Sayfa 10 - Dergâh Yayınları
Hayat yürüyor Hayri Bey... Siz kelimelerle zehirlenin durun, hayat her gün yeni bir şey keşfediyor.
Sayfa 226 - Dergâh Yayınları
382 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitabı okurken adeta içinizden gelen 'Tanpınar sen nasıl bir adammışsın' sözlerini işitiyorsunuz. Kitaba başladım, bilmediğim birçok eski kelime var. Dedim ki ben bu kitaba layık değilim herhalde, ancak yazının o edebi ve aynı zamanda akıcı olan havası bir sürü bilmediğim kelime olmasına rağmen çok rahatlıkla içine çekti beni. Ancak sakin kafayla okumanızı ve de kelimelerin anlamlarına bakmak için yanı başınızda bir sözlük olmasını tavsiye ederim. Basit bir roman okumadığınızı anlayacaksınız.Çünkü siz Tanpınar okuyorsunuz :) İçeriğinde ise Tanpınar, gercekten farklı bir kurguyla kendini öne çıkarıyor. Normal halk arasından ele aldığı bir insanın, karşılastığı bir insan sayesinde farklı bir medeni ortama girişini, daha doğrusu girmeye çalısmasını anlatıyor. Sıradanlıktan popülerliğe, fakirlikten zenginliğe giden karakterimiz çevresinin, çevresindeki insanların bu yeni farklı ortamla gelen değişimine hayretle bakıyor. Kesinlikle okunması gereken bir başyapıt..Herkesin okumasını tavsiye ederim :)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,6bin okunma
6
Ve işte o, odasına kapanmış, okumadığı bir kitabın önünde bir delikanlı. Başka yerlerde olma arzuları, onunla açık satırlar arasında, satırları bulandıran deniz yeşili bir perde oluşturmakta. Penceresinin önüne oturmuş, kapalı kapıya sırtı dönük. Sayfa 48. Bu kırk sekizinci sayfaya ulaşmak için geçirdiği saatleri saymaya cesareti yok. Kitabın bitmesine dört yüz kırk altı sayfa var. Siz deyin beş yüz... 500 sayfa! Biraz da diyalog olsaydı ya!
Reklam
Siz onların dostluklarıyla size sadaka verdiklerini sanıyorsunuz, halbuki size onlar iltica etmişlerdi...
Sayfa 340
Psikolojide capa atmak
Bütün büyük adamların maiyetlerinde çalışanlara daima elbiselerini ve öteberilerini vermeleri bu yüzdendir. Roma imparatorları, krallar, büyük diktatörler hep kendileri gibi düşünsünler diye eşyalarını dostlarına hediye ederlerdi. Hattâ Osmanlı hükümdarlarının, vezirlerinin kürk ve kaftan ihsan etmeleri de bu yüzden olsa gerektir. Siz, farkında olmadan tarihin büyük bir sırrını, bir çeşit psikolojik mekanizmayı keşfettiniz!
Siz harbe girmeden mağlûp olmuş bir orduya benziyorsunuz… Teknenin üstüne çıkacağınız yerde altında kalmışsınız.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.