Sevgi bir Var'lık halidir. Sevginiz dışarıda değil, içinizin derinliklerindedir. Siz onu asla yitiremezsiniz ve o sizi terk edemez. O bir başka bedene, bir dışsal forma bağlı değildir. Mevcudiyetinizin sessizliği içinde, siz kendi formsuz ve sonsuz realitenizi fiziksel formunuza yaşam veren tezahür-etmemiş. yaşam olarak hissedebilirsiniz. O zaman aynı yaşamı diğer her insanın ve yaratığın içinin derinliklerinde hissedebilirsiniz. Siz form ve ayrılık perdesinin ötesine bakarsınız. Bu bir’liğin idrakidir. Bu sevgidir.
Mirac aslında iç içe geçmiş bir müjdeler halesidir. İnsanoğlu acizdir, fanidir, devamlı ayrılık ve zeval tokadı yiyen bir biçaredir. Hep sonsuzluk arzulamakta, ebedi bir hayata müştak yaşamaktadır. Kendisine, "Sonsuz bir cennet seni bekliyor, Allah sana merhamet ediyor, edecek," dense o kişi sevinip rahat edecektir. Cennette hayal hızında, ruh genişliğinde, akıl akıcılığında, kalbin bütün arzularında, Cenab-ı Hakk'ın nur cemâlini seyretme nimetini tadacaktır. Mirac'ın bu meyvesi müminlerin en büyük arzusu ve hedefidir.
Dostlar arada sorar
Önce hatırımı sonra seni
Ne zaman gittu gülümsemen
Sonbahardı diyorum
Galiba Eylül
Baba olmayı bekleyen
Gözleri ışık
Avazı çıktığı kadar bağırmaya
Neşeye hazır olan bir adamdım
Anneyi ve bebeği kaybettik dedi
Sana çok benzeyen bir hemşire
Her soru sahibine
Yalan söylüyorum
Ama anlamıyorlar
Senden her sabah yine ayrılıyorum
ah kime seslensem sen değilsin
ben burada
sesimde bozkırın nezaketi
bozkırın hıncı
kan ve bilgelik
ah bir yere döküldüm ki sonsuz
uzak desem, eski desem
ve sökülüp gelen ayrılık
tercih ve felaket
biri sesleniyor:
- çık da avut bizi
Paranın masum bir aşka tercih edilişi... Kitabın son on sayfası resmen hüzün. Yapma güvercin,gitme güvercinim demek istedim!
Kitapta kendinden önce sevdiği kadını düşünen yoksul bir memur görüyoruz. Paltosunun düğmesi,çizmeleri,kaldığı yoksul mutfak dairesi bize çok yoksul bir hayat portesi çiziyor. Bu yoksulluğun arasında da güçlü bir aşk.
Kadın alma dedikçe alan bir adam. Kadın ihtiyacım yok dedikçe adam daha çok alıyor. Zaten aşk bu değil midir? Önceliklerimizi kendimizden “o”na çevirmek. Ben demeden “biz” demek.
Yer yer durağanlaşsa,konudan uzaklaşsa hatta aşktan uzaklaşılsa bile son sayfaları değer biraz durağanlığa.
O yalnızlığın,onsuzluğun ölümden beter oluşunun tasviri çok güzeldi. Siz gideceğinize keşke kalbimi sökselerdi diyor son sayfalarda. Ayrılık zaten bu değil midir? Kalbimizi de götürür giden. Biz sol yanımız boş yaşamaya çalışırız. Sol yanı eksik kalan biri ne zaman tam olur? Sol yanına kavuşunca. Ben aynen bu duyguları hissettim,hissettirebilen koca Dostoyevski’ye sonsuz teşekkürler!
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,3bin okunma
'Bu vedaların çiçeği,' diye fısıldadım. 'Buruk bir ayrılık.'
'Sonsuz aşk anlamına geldiğini sanıyordum,' dedi.
'O mavi menekşe,' diye açıkladım.
(...)
'Mavi menekşeymiş gibi yapsak olmaz mı?'