Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya)
ŞEHZADE MUSTAFA MERSİYESİ I. Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han’ı İmdat! Eyvahlar olsun! Bu cihanın bir yanı yıkıldı;
-Ya bu kafayı değiştirirsiniz ya da kafanızı koparırız anladınız mı ? Köşede,duvarın dibinde kırmızı cilt kapağından kopup ayrılan,iki yana açılıp kalan sayfalar,birbirinin üstünden fısıltıyla kayıp kapandılar. O anda dünyanın bir köşesinde,akşamın o ayrılık saatinde bir çiçek sessizce taç yapraklarını kapatıp sonsuz uykulara daldı;bir günlüğüne doğmuş bir günlük doyumsuz yaşamını tamamlamış küçük bir çiçek boynunu büküp öldü. Sonra o ayrılık saati gelmiş olmalı ki,her şeyin altüst edildiği odalardan çuvallara tıkabasa doldurulan kitaplarla birlikte seni de alıp götürdüler. Götürülüşün böyle oldu.
Reklam
"Üstad Fuzulî'ye göre âşık bir pervanedir; nasıl pervane ateşi görünce kendini o ateşte yakmak isterse, âşık da kendini aşka atıp öylece yanmalıdır." Burada önemli olan sevgili değil, bizzat aşkın kendisidir. Onun aşk ile olan bağı, şiiri süsleyen ve güzelleştiren bir konu olmasıyla değil, bilakis varlığının anlamını seyrettiği bir
Sayfa 184Kitabı okudu
Sonsuz ayrılık! Ne can yakıcı söz!.. Ne korkunç hayal...
Ama ölüm gibi, sonsuz ayrılık gibi o korkunç sözlerine nasıl dayanayım?
Eş, yoldaş, dost. Bu üç sözcük eşanlamlı değil miydi? Eşanlamlı olmalıydı. Aşk, Karl’a göre bilgi gibi sonsuz, gerçek gibi hareketli ve ulaşılmazdı. Aşk da; insanlar gibi, hayat gibi değişmiyor muydu? Gelecekteki ayrılık yılları Karl’ı korkutmuyordu. En önemlisi, Karl ve Jenny birbirlerini bulmuşlardı
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
"Hep öyle değil mi. Sevgilerimizi, duyguların yükseliş ve alçalış dalgalanmalarını, kendi kendimize algıladığımız biçimde bir başka insana akıtmak istediğimizde tümüyle içimize hapsetmiyor muyuz. Kim karşılıyor sevgileri. Bir ilişkinin başlangıcı, sürekliliği aynı zamanda en derin sınırlandırılması değil mi. Belki ancak ayrılık bir açıklık, bir derinlik kazanmıyor mu. Duygularımın karşıtını savunamam. Bir uzaklık kazanmam, yeniden kendi düşüncelerimin dünyasını bulmam gerek. Tek bir kişide yoğunlaşan duygulardan her zaman kaçındım. Sonsuz sevmek isteğimi her zaman tüm insanlara, her insana dağıtma çabası gösterdim. Zaman zaman da herkesten nefret ettim."
Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu
Yalnızlık beni daha mutsuz, daha üzgün kılmıştı; mutsuzluk kalbimin kapılarını kapatmış ve zihnimi kışkırtmıştı. Başkalık beni en yakınlarımdan dahi ayırmış ve ayrılık beni gitgide başkalaştırmıştı. Bu yaşam ilkesinden bu yana, teselli ve avuntu istemeyen fakat bizi insanlardan ebediyen uzaklaştıran içsel, yalnız, bencil yaşam alışkanlığını yavaş yavaş oluşturarak kendi kendini sebepsizce tüketen sonsuz ve belirsiz melankolinin keskin tadını, anlamak değilse de, tatmaya başladım.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.