80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Veda etmenin en sanatsal yolu
— Günaydın, iyi geceler ya da iyi akşamlar! Satranç, kısa olmasına rağmen en uzun kitabı okumaya bedel bir etki bıraktı bende, kötü bir hafızam olmasına rağmen her detayını hatırlayabildiğim sayılı kitaplardan. Aslında biraz da kendimi burada buldum diyebilirim. Bu nedenle incelenmesini yazmamak saygısızlık olurdu bu esere. Herkese bir şeyler katabileceğini düşündüğüm bir kitap... ———SPOILER İÇEREBİLİR——— Kitap çaresizlik ve boşluk hissini çok akıcı ve sade bir dilde anlatıyor bizlere. Şans eseri bulduğu bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenerek oyunu bir tutkuya dönüstüren ve giderek bu tutkusu yüzünden akıl sağlığını kaybeden birini anlatmakta. Boşlukda kontrolsüzce düşüncelerin dağılmasının ne denli olaylara sebebiyet verebileceği ve verdiyi acının bir süre sonra fiziksel acıdan beter edebileceğini görüyoruz. fakat derinlerinde çok daha büyük anlamlar taşıyor. Bu kitap, aynı zamanda bir veda mektubudur. Stefan Zweig'in intihar etmeden önce tamamladığı son eseridi, Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlikede olduğuna da deyinir aynı zamanda. Sonuç olarak Avrupa kültürüne ve hayata son veda diyebiliriz. Yıllar geçse de
Satranç
Satranç
benim için hep ayrı bir yere sahip olacak... İleride farklı bir bakış açısıyla tekrar okumak için sabırsızlanıyorum. Teşekkürler
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Keyifli okumalar. :)
Satranç
SatrançStefan Zweig · İlgi Kültür Sanat Yayınları · 2017239,4bin okunma
**Günümüz insan ilişkileri
**İnsanlar birbirleriyle eskisine oranla daha çeşitli biçimlerde ilişki kuruyorlar. Bunun sonucu kendimizi koruyacak savunma sistemleri geliştiriyoruz, incinmemek için diğer insanlara tereddütle yaklaşıyoruz. Diğer insanlara zarar vermemek için onlarla ilgilenmemek, her insanın kendi başının çaresine bakmasını gerektiriyor. Bunun getirdiği yalnızlığa dayanamayan birçok kişi alkol, uyuşturucu madde, vb. araçlarla çevresine yabancılaşmasının verdiği acıdan kurtulmaya çalışıyor. Hiçbir şeye bağlanamamak insanın boşluk ve anlamsızlık duyguları yaşamasına neden oluyor.
Reklam
“Profesör, patlamadan önce ne vardı?” diye sordu kitap kurdu genç bir kız. “Sadece boşluk mu?” “Öncesi yok. Evren, Büyük Patlama’yla başladı.” Kız ona baktı, şaşırmıştı. “Ama... yani ondan önce ne vardı? Bir şey olması gerek, değil mi?” “Ben de bunu söylüyorum,” diye üsteledi Luis Rocha. “Öncesi yok. Koca bir boşluktan oluşan ve zamanla dolmaya başlayan bir uzaydan bahsetmiyoruz. Büyük Patlama uzayın bile var olmadığını gösteriyor. Anlamıyor musunuz, uzay bu patlamayla var oldu. İzafiyet teorisi de zaman ve mekânın madalyonun iki yüzü olduğunu söylüyor, değil mi? Eğer durum buysa bunun mantıklı tek bir sonucu olabilir: Eğer uzay Büyük Patlama'yla meydana geldiyse, zaman da öyle meydana gelmiştir. Zaman var olmadığı için de 'öncesi’ diye bir şey yoktur. Zaman mekânla, mekân da Büyük Patlama’yla başlamıştır. Bunun ilerisinde ne var diye sormak Kuzey Kutbu’nun kuzeyinde ne var diye sormak gibi bir şeydir. Anlamsızdır. Anladınız mı?”
Sayfa 284Kitabı okudu
Yüksek Strateji
Tarihî deneyimlerin ortaya koyduğu birçok delillere göre, uygar devletlerin yıkılışı, düşmanların doğrudan saldırılarından degil, savaşta yıpranma sonucu doğan iç çöküntüden ileri gelmektedir. Kendini bir boşlukta hissetme, üzüntü vericidir. Bu duygu, kişiler kadar, çok defa milletleri de intihara sürüklemiştir. Çünkü, bunların hiçbiri böyle bir duygunun etkisine dayanamamışlardır. Bununla beraber, zafer serabının arkasından koşarak bütün varlıgını yitirmektense, boşluk duygusuna kapılmak daha iyidir.
Sayfa 498Kitabı okudu
290 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Büyük hevesle başladığım bir seri yine dağ fare doğurdu olayına döndü :( Yani ne zamandır istiyordum okumak üstelik puanlar çok iyi ama bence tam olmamış bir durum var .Üstelik konu bence gayet iyiydi . İki kitabında toptan yorumunu buraya yazıyorum . Saxon Forbes Columbia Üniversitesi'nde okuyan bir tıp öncesi öğrencisi milyoner ailesi var
Suffer in Silence
Suffer in SilenceKelsey Clayton · Independently published · 02 okunma
Godwin, söyle der: "Baskı ruhu, itaatkarlık ruhu ve sahtekarlık ruhu; bunlar müesses mülk idaresinin mübrem ürünleridir. Bunlar, entelektüel gelişime aynı şekilde düşmandır. Diğer fenalıklar olan kıskançlık, fesatlık ve intikam onların ayrılmaz eşlikçileridir. İnsanların bolluk içinde yaşadıkları ve herkesin doğanın bahşettiklerini paylaştığı bir toplum halinde bu hisler kaçınılmaz olarak tükenecektir. Hasis bencillik ilkesi ortadan yok olacaktır. Hiç kimse kendi küçük ambarını korumak veya erinçsiz isteklerini kaygı ve acıyla karşılamak zorunda kalmayacağından herkes genel iyilik için kendi bireysel varoluşunu kaybedecektir. Kimse komşusuna düşman olmayacaktır, zira rekabet edecekleri bir konu olmayacaktır ve bunun sonucu olarak hayırseverlik, aklın kendisine affettiği üstünlüğü sürdürecektir. Zihin, bedeni desteğe ilişkin daima kaygısından arınıp kendisine uygun olan düşünce alanında gezinmekte özgür olacaktır. Herkes herkesin araştırmalarına yardımcı olacaktır.
Sayfa 101 - pinhan yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 751 ile 760 arasındakiler gösteriliyor.