"I'm sorry, Penelope."
"Don't waste my time with sorries, Simon. If we stop to apologize and forgive each other every time we step on each other's toes, we'll never have time to be friends."
Kendisinin yollarını 1 yıl boyunca gözledim durdum. Ephesus müjdeyi vererek resmen fuara koşmamı sağladı. Ve elime geçer geçmez 4 saatte bitirdim kitabı.
Serinin açık ara en komik kitabı Evli Barklı'ydı. drew/ Dee Dee'nin atışmaları cidden güldürüyor insanı. Tabi ki de Dee Dee'nin yanındayım :D Mackenize'in büyüdüğü de bu kitapta çok belli
Bu kitabı epey bir süredir okumak istiyordum ancak internetten satış yapan hiçbir kitapçının stoğunda bulamamıştım. Nereden tahmin edebilirdim ki bir mahalle arası kırtasiyede bulacağımı... Görür görmez üzerine atladım tabi
2009 yapımı "UP IN THE AIR" isimli çok hoş bir George Clooney filmi vardır. İzleyenleriniz olmuştur mutlaka. Burada George Clooney'nin canlandırdığı, karizma ötesi Ryan Bingham karakterinin kartvizitinde yazan ünvan; iş küçültme uzmanı gibi bir şeydi... Yani mali krizde olan şirketleri kurtarmak için işten çıkarmalar yapan ve insanların yüzüne çatır çatır "kusura bakmayın işinize son verildi" diyen kişiydi.. Kitabın adı daha ilk gördüğüm günden beri bana nedense bu filmi çağrıştırdı ve ne tesadüftür ki bu kitabın da basım yılı 2009.. Bir esinlenme var belli ki ama yönünü bilemeyeceğim...
Bu kitap dram, duygusal komedi filan değil. Filmi izleyenlerde böyle bir çağrışım yapabilir. Ve tıpkı benim gibi o zaman siz de acayip ters köşeye yatarsınız.. Oldukça Sayko bir kitap. Cinayetli karmaşalı... Konu çok acayip acayip olmasına ama kitabin kurgusu da çok acayip.
Ben beğendim... Değişik bir polisiye gerilim arayanlar sevebilirler bence.. Küçük bir dip not olarak şunu belirtmek isterim: okurken çok fazla ara vermemek lazım kafanız karışmasın diye.
Keyifle ve heyecanla okuyun...
I know I usually come down here to tell you I’m sorry. But I think today I want to tell you that I’m going to be all right. Don’t let me be one of the things that keeps you from peace, Mother. I’m all right.
Bir dakika... Şu gülmem bir geçsin, kitap hakkındaki düşüncemi yazacağım.
Yarım bıraktım, evet. Gülmekten. Ve daha fazla tahammül edememekten. Sinirim bozulduğundan.
Biz çocukken, çocuk kitapları vardı. Çok da güzel kapakları olduğunu hatırlıyorum. Kendi yaşımızdaki çocukların yaşadığı maceralar üzerine kuruluydu. Dizi halindeydi, biri bitince
Elliot Aronson'un Sosyal Psikoloji kitabından sonra okuduğum için çok basit kaldı.
Dar bir coğrafyadan çıktığı belli oluyor. Ne içerik, ne de tasarım olarak global çapta değil. Sorry
Never Sorry adlı belgeseliyle tanıdığım Çinli enstalasyon sanatçısı, aktivist Ai Weiwei'in seksen bir gün tutukluluk sürecinde yaşadıkları, modern Çin sanatı hakkında düşündükleri bu kitapta yer almış. Günümüz Çin'inin yakından anlaşılabilmesi adına etkileyici bir eser.