Bu kitap sadece bir roman değil...İnanın çok daha fazlası...Bu roman tarih, bu roman aşk, bu roman kendi yüreğinize açılan bi kapı, bu roman zihninizde biriken soru işaretlerine cevap anahtarı....
Aşk CephesiBahadır Yenişehirlioğlu · Timaş Yayınları · 2020590 okunma
Hiçbir kısmı sıkmadı son derece akıcı ve konusu gerçekten güzel bir kitap. Kitabı okurken zaten konudan etkileniyorsunuz bunun yanında sonlara doğru kitap bambaşka bir konuya bağlanıyor. Her sayfada başka soru her sayfada başka cevap soluksuz okudum.
İlginç Bir Soru...!!!
Japonya’da saygın bir firma yönetimi, işe girmek isteyenlere bir soru sormuş ve soruya uygun cevabı veren kişiyi de işe almışlar.
Sorunun ilginçliği bu sorunun doğru ya da yanlış cevabının olmaması…
Yağmur bulutları apaçık çok şiddetli bir fırtınanın gelmekte olduğunu söylüyor.Karanlık yağmurlu bir gece, şimşekler çakıyor,
Arkadaslar simdi bir soru soracagim ve vereceginiz cevaplar benim icin gercekten cok buyuk onem tasiyor. Ne kadar kisa zamanda ne kadar farkli cevap alabilirsem bana o kadar yardimci olmus olacaksiniz!
Sorum soyle: Eger vucudunuza normalde insan vucudunun sahip olmadigi tamamen yeni bir uzuv veya islevsellik/fonksiyon ekle(t)me immkaniniz olsaydi bu ne olurdu yada nasil bisey olurdu? Ben cok basit ve sacma bir ornek verecegim mesela kuyruk olabilir..
"Ah, hiçbir şey yapmamam tembelliğimden olsaydı keşke. Tanrım! Kendime ne büyük bir saygım olurdu o zaman. Tembellik de olsa, kuşku duymadığım belirli bir özelliğim olduğu için de çok saygı duyardım kendime! Soru: "Nasıl biridir?" Cevap: "Tembel!" Evet, insanın kendi için böyle dediklerini duyması hiç de hoş bir şey değildir. Ama, demek belirli bir özelliğim var, demek benim için söylenebilecek bir şey var. "Tembel" evet bir unvandır, özelliktir tembellik, belirli bir şey bir meslektir efendim. Gülmeyin, öyledir. Dolayısıyla, birinci sınıf bir kulübün asıl üyesiyim ve tek uğraşım sürekli olarak kendime saygı duymaktır."
ÜÇ SORU
Yıldızlar uykudaydı. Ağaçlar , kuşlar, ırmaklar ve insanlar uykudaydı...
Bir de uzaktan bakıldığında eski bir yapıyı andıran, saray olduğunu anlayabilmeniz için bahçesine kadar gidebilmeniz gereken o yerde gözleri uyku tutmayan bir adam vardı. Başı ellerinin arasında gözleri yaşlı bir adam. Beynini kemiren sorulara cevap bulmaya
Dert nerede ise deva oraya gider. Yoksulluk nerede ise nimet oraya gider. Soru nerede ise cevap oraya verilir. Gemi nerede ise su oradadır. Suyu ara, susuzluğu elde et de sular alttan da yerden de fışkırmaya başlasın.
Arkadaşını uyuşturucu batağından kurtarmaya çalışan bir genç kızın kendinin de adım adım batağa saplandığından haberi yoktur ...
Genel olarak kitaba bakıldığında Canan Tan'ın seçdiyi öbür kız karakterlerinden farklı bir karakterle karşılaşmadım.Yine o aynı bildik ben egosuyla bol olan Canan Tan'ın tipik kızları. Ama bunları bir tarafa bırakıp kitaba dönersek, toplum sorunlarını, gençleri bu yola iten sebepleri iyi açıklamış yazar.Sıkılmadan okudum desem abartmam bence. Kendimi hiç uyuşturucu kullanan birinin yerine koymamıştım bunu sorgulattı kitap... Bir de benzer durumda bir arkadaşım olsaydı ne yapardım dedim? Onu kendi kaderine terk edip kendimi kurtarır mıydım ya da Eylül gibi dibe gittiğimi bile bile sahip çıkar mıydım? Soru güzel. Ama cevap....
Eroinle DansCanan Tan · Altın Kitaplar · 201219,2bin okunma