Kötü ne? İyi ne? Neyi sevmek, neden nefret etmek gerekiyor? Ne uğruna yaşanmalı ve ben neyim? Yaşam ne? Ölüm ne? Hangi güç her şeye hükmediyor? Bütün bu sorulara verilecek tek bir cevap vardı ve oda hiç mantıklı değildi: Öleceksin ve her şey bitecek, Öleceksin ve her şeyin cevabını öğreneceksin, ya da soru sormayı bırakacaksın . . . 
Sayfa 518 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel Klasikleri VI Basım 1.CiltKitabı okudu
''Akıllı iki kız kardeş varmış, bilgiye açlarmış ve okullarındaki, etraflarından aldıkları bilgi yetersiz olmuş. Yörelerindeki en büyük bilgeye gitmeye, ondan da bilgi almaya karar vermişler. Bilge adam kızların sorduğu bütün soruları bilmiş. Kızlar daha fazla bilgi almak için bir süreliğine daha bilgenin yanında kalmışlar. Ama sonra bilgenin her sordukları soruyu bilmelerinden sıkılmışlar. “Bilgenin dahi bilemeyeceği bir soru bulalım” demiş birisi. Kızlardan biri, bilgenin bile bilemeyeceği bir soru buldum diye sevinmiş. Avucumun içine bir kelebek alacağım “Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?” diye bilgeye soracağım, ölü derse kelebeği serbest bırakacağım. Canlı derse, avucumu hafifçe bastıracağım. Kızlardan biri avucu kapalı bilgeye uzatmış ve sormuş: – Avucumun içinde bir kelebek var; bilin bakalım canlı mı, ölü mü? Bilge, kızın gözlerine uzun uzun bakmış ve cevap vermiş: – Senin elinde kızım senin elinde… Hayat akarken; iyi veya kötü, güzel veya çirkin, doğru veya yanlış, mutluluk veya hüzün, avucunuzdaki kelebek gibi senin elinde.''
Reklam
BİR EĞİTİMCİ VE DAVETÇİ OLARAK HZ. PEYGAMBER (sallallahu aleyhi ve sellem)
︎Güzel ve etkili konuşurdu. ︎Tatlı dilli güler yüzlü idi. ︎Sabırlı ve alçak gönüllüydü. ︎Eğitim ve davette şiddete karşıydı. ︎İlimde ciddi ve samimi olunmasını isterdi. ︎Anlatmak istediği bir konuya soru sorarak başlardı. ︎Olayları hikâyeleştirir, örnekler verir, benzetmeler yapardı. ︎Şekiller çizerek anlattıklarını zihinlere resmederdi. Eğitim ve öğretimde kolaydan zora doğru bir metot takip ederdi. ︎Sorulan sorulara bıkmadan cevap verirdi. ︎Soru soran kimsenin ihtiyacına göre çözümler önerirdi. ︎Beğendiği soruyu överdi. ︎Kişinin seviyesine göre cümleler kurardı. ︎Karşısındakinin yüzüne bakarak konuşurdu. ︎Anlatımlarında “beden dilini” de kullanırdı. ︎Sözlerini zaman zaman yeminle pekiştirirdi. ︎Müjdeleyiciydi, nefret ettirilmesini istemezdi. ︎Hakkında bilgisi olmadığı konuda konuşmazdı. ︎Söyleyeceklerini ortam müsait olduğunda söylerdi. ︎Konuşmasına kısa ve özlü bir giriş yapardı. ︎Konuşmalarında sebep-sonuç ilişkisi kurardı. ︎İnsanları düşünmeye teşvik eder, onları güzel ahlaka çağırırdı.
Sayfa 12 - E-kitapKitabı okudu
SİZCE BU SORUNUN CEVABI KAÇTIR?
- Bir beysbol sopası ve topunun toplam fiyatı 1.10 dolardır. Sopanın fiyatı toptan 1 dolar daha fazladır. Topun fiyatı nedir?..
Sayfa 37 - PEGASUS
Bu da soru mu
Kendime bir kez daha "Onu seviyor muyum" diye sordum ve bir kez daha cevap veremedim
Can yayınlarıKitabı okudu
Bir sohbetinin soru-cevap faslında bir genç, herc ü merc tarih piyasasının etkisinde, "Osmanlı çöktükten sonra..." diye bir soru cümlesi kurarken Üstad müdahale eder ve "Yalan, İnanma! Osmanlı çökmedi. Osmanlı İslamiyet'in devletleşen hâlidir. İslam çökmez. Sen varsan, ben varsam Osmanlı da vardır. Var olacaktır. Osmanlı bil fiil bitmiştir. Lakin bi'l-kuvve yaşamaktadır ve dönecektir."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.