Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Kütüphane çalışanının önerisiyle aldım bu kitabı. Bu kitapla tanışıyorum Ahmet Ümitle. Öncelikle yazarlığı, anlaşılır anlatımının ötesinde araştırmalarına ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bu kitap için yararlandığı kaynaklar bile 2 sayfa sürüyor. Kitabımıza dönelim.
Öncelikle başka bir inceleme yapacaktım ama bir baktım bayağı uzun oldu ve aslında hakediyordu ama olayların içine o kadar da girmemeye karar verdim. İngiliz, aykırı bir anneyle; Konyalı derviş bir babanın kızı olan Karen Kimya çalıştığı sigorta şirketi adına Londradan Konyaya yanan bir oteli araştırması için gider ve olaylar başlar. Mistik olaylar, aksiyon, ilahî aşk, insana olan aşk, mevlevilik, Şemsin ve Mevlana'nın aşkı. 700 yıl önceki cinayetle bir otel yangının ne alakası var? Karenin zihni onunla oyun mu oynuyordu? Belki de babası yüzündendi bütün bu kabuslar. Çocukluk travmaları gün yüzüne mi çıkmıştı? Çocukken hiç arkadaşı yoktu. Hayalî bir arkadaşı vardı adı Sunny. Sunny güneşli demek. Şems de güneş anlamına mı geliyormuş? Sunny ile Şems arasında nasıl bir bağ olabilir ki? Ohoo iyice kafa karıştı. Evet karakterimiz sürekli kafa karışıklığı yaşayan ve sürekli sorular soran bir karakter. Cevaplar aldıkça
daha fazla soru sorduran bir kafa karışıklığı. Olaylar bir sırrı çözerken yeni bir sır ortaya çıkıyor ve kitap sonuna dek hatta kitap bitince bile devam ediyor...
Kısaca tanıştığımıza memnun oldum Ahmet Abi yine görüşecek gibiyiz. Bu arada teşekkürler kütüphane çalışanı. (Kütüphanede çalışanın özel bir meslek ismi var mı sanmıyorum. Kitapçı mı diyeceğiz. Yoo. Neyse kütüphane çalışanı tekrar teşekkürler.)
Osmanlı tarihi hakkında sıkça merak edilen konuları, soru-cevap şeklinde işlenmiş bir eser.
Gazeteci ve yazar, Cansu Canan hanım soruyor, tarihçi yazarımız Talha Uğurluel cevaplandırıyor.
6 bölümün başlıkları şu şekilde: Kuruluşun şifreleri, Harem'in şifreleri, Kıyafetin şifreleri, Tevazunun şifreleri, Yönetimin şifreleri ve Yaşamın şifreleri.
Soru-cevap şeklinde sunulduğu için gayet akıcı bir eser, fakat cevaplar baya yüzeysel kalıyor, detaylandırmaya yer verilmemiş.
Bu yüzden konu içerikleri biraz zayıf kalmış.
Buna rağmen şaşırtıcı bilgiler, belki daha önce duymadığınız veya yanlış bildiğiniz bilgiler de mevcut.
Tarih konulu eserlere âşina değilseniz, sizi sıkmaz, iyi bir başlangıç olabilir. Ama alışıksanız tatmin edici olmayabilir.
Eserimizin içeriği fotoğraflar ile zenginleştirilmiş, göze çok güzel hitap ediyor, okumayı keyifli kılıyor.
Talha Uğurluel'in Timaş Yayınlarından çıkan eserlerinde karşılaştığım en büyük sıkıntı, sayfaların ağırlığından ve yapıştırılmış olmasından dolayı kendiliğinden söküp çıkması.
Bu gerçekten can sıkıcı bir durum ve her eserde bu durumla karşılaştım. Umarım sonraki basımlarda bu hata giderilmiştir.
Başka yorumlarda görüşmek üzere,
Vesselam
İnsanın aradığı cevap nerededir? Kimdedir? Aranılan tüm cevaplar soruyu sorandadır aslında. Ama insanlar soruların cevabını hep başka kapılarda arar. Soruyu soran cevabın kendi içinde olduğunu bilse cevap hayatına daha hâkim olmaz mı? Zira başkasına sorulan sorunun cevabı, yine başkasına anlatılan bilgi kadarıyla sınırlı olduğundandır ki, bu da
136 syf.
8/10 puan verdi
Kafama Takılanlar
Öncelikle iddalı bir çalışma diyebilirim. İnsanların kafasına takılan o kadar çok soru var ki...
Tabiki 136 sayfada bu soruların hepsine cevap bulmak zor. Ayrıca insanın, ne kadar çok sorusu olursa olsun her soruya tatmin edici cevap vermek de daha zor elbette. Bir de bu sorular inanc konusunda ise, belirli bir noktadan sonra “ben bu şekilde inanıyorum” ifadesinden öteye de geçilemiyor.
Kitaba geçecek olursak; genel olarak beğendiğimi ifade edebilirim. Soruların cevaplanması biraz dolambaçlı olmuş gibi. Bu bir üslup mu onu da tam anlayamadım. Yani kafadaki sorular güzel ve net sorulmuş ama cevapları alırken Cağfer hoca kestirmeden gitmemiş. Bu da soru soranın zaman zaman hocam sorumuza dönsek, konumuza gelsek gibi ikazları ile ilerlemiş. Tabi bu bir üslup ve tarz da olabilir ama bu tarz benim pek hoşuma gitmedi. :)
Bununla birlikte bazı sorulara o kadar güzel cevaplar verilmiş ki; işte budur dediğim anlar oldu. Bu soruya böyle cevap verilir dedim içimden. Örnek verecek olursam: Allah’ın kötülüğe neden izin verdiği ile ilgili soruya; trafik kurallarına uyulmadığı için kazaların olduğu ve bu kazalara engel olmak için taşıtların trafiğe çıkmalarının yasaklanmasının çözüm olmayacağı ifade edilmiş. Çok güzel bir örnek olmuş. Bunun gibi başka güzel örnekler de var.
Ben eseri düşünüp hazırlayanlara teşekkür ediyorum. Kafasında sorular olan ve bu sorularla kafası karışanların okumasını tavsiye ediyorum.
Başlangıç Seviyesi olarak; Lise 2 ve 3. Sınıf için uygun bulduğumu ifade ediyor, keyifli okumalar diliyorum.
Maşallah, şu kitaba bak :)
İlber hocayı tanımayanımız çok azdır. Hakkında hiçbir şey bilmeseniz de, en azından ismini duymuşsunuzdur.
İlber hoca düşünmüş, taşınmış, demiş ki; etrafta bu kadar cahil var, sokaklarda aylak aylak geziyorlar, ben bunları bu cehaletten nasıl kurtarırım :) Ve kendi hayat tecrübelerinden esinlenerek, bir ömrün nasıl yaşanacağına dair cevaplar ve
Hayatın anlamına dair içinde az da olsa bir şeyler taşıyan, insan olmanın sorumluluğunu damarlarında hisseden herkesin okuması gereken çok anlamlı ve dolu dolu bir kitap. Hemen bitmesin diye yavaş yavaş sindirerek okunanlardan. Yer yer bazı soru ve cevaplar tekrar edilse de bütünlüğü bozmuyor.
OKUDUĞUM EN İYİ FANTASTİK SERİ!
Bu kitap hakkında ne desem az! Hayatımda okuduğum en iyi fantastik kurgu desem az gelir. Son sayfalarını resmen ağzım açık okudum, son 200 sayfasını ise soluksuz okudum. Brandon Sanderson’ın akıcı kalemine ve zekasına hayran kalmamak elde değil. Karakterleri mi övsem, olay örgüsünü mü, yoksa kitabın sonunu mu bilmiyorum. Ama bu kitabın neresinden
Ölmeyi Öğrenmek
NOT: Montaigne'in hayatı hakkındaki incelemem:
#83445002
Önsözde, insanların, zor günlerinde Montaigne'den destek aldıkları vurgulanmış ve buna verilen örneklerden en göze çarpanı ise 1910'da evini terk edip Astapovo garına giden Tolstoy'un yanında, Montaigne'in Denemeler'i olduğu bilgisidir. Bunun nedeni, Montaigne'in
#okudumbitti #kitapyorum
#beniunutmabensanasevmeyiöğrettim
220 Sayfa
.
"Kendiniz olun başkaları var, hep olacak da. Hem kendin olmadığın sürece kazandığın bir şey, ne kadar senin olabilir ki? Umarım yolun seni sadece ve sadece sen olduğun için seven birileri ile kesişir. En büyük zenginlik seni anlayan birine
Değişik bir anlatım tarzı vardı. Yani ben bu tarzda bir kitabı ilk kez okudum ve de çok beğendim. Soru cevap şeklinde ilerliyor ve elbette kısa sorulara uzun cevaplar. Ama cevaplar tamamen şiirsel bir akış içerisinde. Haliyle okuması da kolay ve keyifli. İyi okumalar...
Çok sevdiğimiz, tekrar tekrar başa döndüğümüz edebiyat eserleri, belki de sürçmelerimizin, sıkıntılarımızın bir anlamda hem ifadesi oluyor hem de katharsisimizi bunlarla sağlıyoruz. edebiyat iyileştirir diye söyleyenler var, ben de öyle diyorum; iyileştirir, çünkü burada, bu gezegende zamanla mekânla sınırlı, anlamak için zamanı ve araçları
