Sağ düşünce ülkenin iyiliği, güzelliği ve tüm yüce değerler için vardı; sol düşünce ise komünizm, inançsızlık, SSCB demekti; mutlaka yok edilmeliydi.
Batı'nın SSCB karşısında Almanya'yı siper etmesi İlhak'ın gerçekleşmesinde önemli bir etmen oldu; Stalin'in Hitler'le yaptığı antlaşma Alman saldırılarına hazırlıksız yakalanmasına sebep oldu. Stalin, Roosevelt ve Churchill ile ittifak kurduktan sonra SSCB'yi muhafaza etti ve savaş sonrası etki alanını oldukça genişletti.
Reklam
Lenin, Ekim Devrimi'nden sonra 1924'teki ölümüne kadar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) başkanlığını yaptı. Komünist Parti Genel Sekreteri, Josef Stalin'in (1878- 1953) partiden uzaklaştırılmasını önerdi. Stalin bu durumdan kendini kurtarmayı bildi ve siyasi mücadelelerden sonra rakibi Leon Troçki'yi 1929'da sürgün etti (1940'ta öldürüldü). Muhalefeti ortadan kaldırdı, karşıt görüşlüleri Sibirya çalışma kamplarına sürdü, kendi liderliğini zayıflatan orduda defalarca ayıklama yaptı ve göstermelik duruşmalar sahneledi. Tarımı modernleştirme çabaları yıkıcı oldu; 1930'larda çiftliklerin ortak kullanılması ve sahte genetik teoriler milyonlarca kişinin aç kalmasına neden oldu.
Sovyetler Birliği, kuruluş döneminde 1917 Ekim Devrimi'yle beraber kendi içine kapanan ve dışa(Batı'ya) karşı endişe ve korkuyla bakan bir siyasi kültür ve yapı üzerine kurulmuştu. Bu endişe ve korkunun tarihsel ve ideolojik anlamda birçok nedeni mevcuttu. Tarihsel anlamda devrim, 'enternasyonal' bağlantıları (kan bağı ve ittifaklar) olan Çarlığa son vermişti. 1918 Brest-Litovsk Antlaşması da yeni Sovyet yönetimi üzerine ağır yükler bindirmiş ve kendileri açısından I. Dünya Savaşı'nı sona erdirmişti fakat hemen ardından, Rus İç Savaşı başlamıştı. İç savaşta Batılı 'sömürgeci' ülkeler, kızıllara karşı beyazları desteklemiş aynı zamanda Kafkasya, Baltıklar ve Orta Asya bölgelerinde Rusya'dan ayrılan yeni devletlerin bağımsızlıklarınadestek vermiş ve hatta bazen doğrudan askeri müdahale ve işgallerde bulunmuşlardır. Dolayısıyla SSCB, rejime karşı uluslararası/emperyalist/kapitalist bir komplo ile karşı karşıya kaldığını düşünmekteydi ve bu durum bir yandan Batı korkusunu derinleştirirken diğer yandan sosyalist anavatanın korunması hususunda rejimde önemli bir kararlılık uyandırmıştır. Ayrıca ideolojik anlamda Marksizm, kapitalizm/liberalizme 'mutlak karşıtını' oluşturmakta onunla bir zıtlık barındırmaktaydı. Aslında komünizmin varlık nedeni de kapitalizm ve onun yarattığı toplumsal, siyasi ve iktisadi yapılanmaydı. Dolayısıyla Bolşevik rejimin ideolojik yapısı anavatanı koruma ve Batı'da egemen olan siyasi/ekonomik modelle hesaplaşmayı içermekteydi.
John F. Kennedy kendisinden önceki Eisenhower gibi İkinci Dünya Savaşı kahramanı olan bir başkandı. Atılgan ve karizmatik "JFK", hizmet kaydının ve televizyonda yayımlanan münazaralardaki özgüvenli performansının da etkisiyle 1960'ta başkan seçildi. Film yıldızları ve astronotlarla arkadaşlık yapan Kennedy ve karısı Jacqueline, ünlülerle dolu Beyaz Saray'da (o dönem "Camelot" lakabını almıştı) genç bir aile kurdu. Uluslararası siyasetinin çoğu Soğuk Savaş dönemi tartışmalarıyla geçti; 1961'de Berlin Duvarı dikildi, Küba'daki müdahale toplum önünde başarısız oldu ve Vietnam çatışmaları arttı. Olumlu açıdan ise Barış Gönüllüleri'ni kurdu, uzay çalışmalarını destekledi ve 1963'te SSCB ile Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması imzaladı. Ülke içinde ise sivil haklara ilişkin kanunları başlattı.
"Avrupada market rafları boş, hayat çok pahalı..."
Aslına bakarsanız, gerçeklerden kaçmak her yerde yapılan bir şey, sonuçları da hep aynı. Rus halkına yıllar boyunca dünyanın geri kalanından daha iyi durumda oldukları öğretildi, propaganda posterleri bereketli sofraların başında oturan Rus aileleri ve başka ülkelerin açlıktan kırılan, sefalet içindeki emekçi sınıfını gösteriyordu. Oysa Batılı ülkelerdeki işçilerin durumu SSCB'dekilere göre öyle iyiydi ki, Sovyet vatandaşlarının yabancılarla temasa geçmesini engellemek Sovyet politi- kasının temel ilkelerinden biriydi.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.