''Vicdanı laçkalaşmış bu insanlara karşı, saf hırçınlık gütmüyordum haybeye. Vücut bulan öfkem; diğerlerini uyarıcı, damarlarımıza kadar nüfuz eden, hararetli bir görevi üstleniyordu. İşte bu durum, olabilecek tüm manevralar için hesap görmeyi, her şeyin altını kaldırmayı ve planı doğru düzgün yapmayı getiriyordu. Anlayacağınız, bu suçlu adamın karşısındakileri muhataba alışı, onların erdemine ve neyi ne kadar hak ettiklerine bağlıydı. Erdemliğin yanında, gardiyanların olanca tutumu ise, kendilerine verilen fütursuzca emirin; iğrenç üslupsuzluğu ile kaynaklanıyordu. Ve korkarım ki, durumlarımız değişse, bu adamlar kendilerini hapis yerine bir terapi merkezinde bulurlardı! İliklere işleyen fark, bu kadardı!''