Tasavvufi düşüncenin zirvesi kabul edilen İbn Arabi'nin felsefe ile ilgili görüşü: "Hakiki mânadaki hükema (filozoflar) ulema, billahtır, yani Allah'ı bilen ve Allah'ı kabul eden kimselerdir. 'Bir kimseye hikmet verilmişse ona çok hayır verilmiştir' (Bakara, 2/269).
Sayfa 213Kitabı okudu
Aşırı ihtiyat hamle kabiliyetini yok eder, fazla sakınganlık teşebbüs istidadını ortadan kaldırır, hatta yanlış ve tehlikeli mecralara sevk eder.
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
Kurusallaşmış tasavvufa tepki - gemiyi terk edenler
Her tür gösterişten uzak olma temelinde bir tür gizli zühd fikrini savunmaktaydı. Zira onların temel hareket noktası gösteriş ve riyadan kaçınmaktı. Herhangi bir güzel halin insanlara zahir olması onlar için riya demekti. Bunun için ibadet ve güzel hasletlerin ortaya dökülmesine izin vermezler ve halk tarafından fasık [günahkâr] olarak bilinmek
Sayfa 65 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, KURUMSALLAŞMIŞ TASAVVUF: TARİKATLAR
Ulemanın ithamlarına rağmen gerek yaşadıkları zaman diliminde, gerekse vefatlarından sonra halkın onlara ilgisi devam etmiştir. Kaynaklar özellikle muvelleh dervişler vefat ettikleri zaman, cenazelerinin çok yoğun bir ilgiye mazhar olduklarını ifade etmektedir.¹⁰⁰ Hatta, ulemanın genelinde muvelleh dervişlere karşı olumsuz bir bakışı olmakla
Sayfa 76 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Süleyman Peygamber daha sonra, Bursa'nın batı tarafında bir konak uzaklıkta Edincik denilen büyük bir şehri kurarak, Belkıs'a taht şehri yapar. Hâlâ büyük köşkleri açık seçik durur. Ayasofya sütunlarının bir çoğu bu şehirden gitmiştir. Süleyman Peygamber, her sene Belkıs ile gelip bu Uludağ'da eğlenirmiş. Buna göre Bursa, tufandan sonra Hz. Süleyman tarafından imar edilmiş demek gerekir.
Vahdeti vücud ehli "heme ost" (Her şey odur) derken, Vahdet-i şühud ehli "heme ezost" (Her şey ondandır) derler. Ama "her şey ondandır" ifadesi "her şey odur" önermesiyle çelişmez.
Sayfa 129Kitabı okudu
837 öğeden 991 ile 837 arasındakiler gösteriliyor.