Sultan 1. Ahmed o günlerde devasa boyutlarda bir cami inşaatına girişmişti. Bu cami büyük dedeleri Fatih ve Kanuni'nin camileri gibi olmalıydı. Bir Süleymaniye Camii haşmetinde olup Ayasofya Camii'nin tam karşısına kondurulmalıydı. Gerçi bir tepenin başı olsun istemiş ancak o günlerde İstanbul 'un yüksek tepelerinin başı hep doldurulmuş olduğu için Sultanahmed Meydanı dediğimiz Hipodrom 'un düzlüğünü tercih etmek zorunda kalmıştı. O zamanlar, İstanbul silüetinde çok fark edilmese de ileride İstanbul 'un en çok ziyaret edilen camisi burası olacaktı.
" Hele vapurla Üsküdar'dan Eminönü'ne geçerken İstanbul'u seyretmek? Ağaçlar arasında Süleymaniye Camii. İnsanın kırışmış duygularını düzeltiyor yaz rüzgarları. Ama yaz güneşinde daha çok belli oluyor aşk lekeleri."
Sayfa 54
Reklam
Yaşlanmayı, yaş almakla karıştırmamak için birkaç yaşsıza göz atalım istersen: *Pasteur, kuduz aşısını bulduğunda 60 yaşındaydı. *Mimar Sinan, kalfalık dönemi olarak nitelendirdiği Süleymaniye Camii'ni bitirdiğinde *70 yaşını geçmişti. Ustalık eseri olarak saydığı Selimiye Camii'ni tamamladığında ise yaşı 86 olmuştu... * Michelangelo, en ünlü eseri Pietra'yı ( İsa peygamberi annesi Meryem'in kollarında gösteren resim ) bitirdiğinde 87 yaşındaydı... * Galileo Galilei, ay'ın günlük ve aylık hareketlerinin çizimini yaparken 73 yaşındaydı... * Goethe, en büyük eseri Faust'u 82 yaşında bitirmişti...
Sayfa 149Kitabı okudu
Süleymaniye Camii inşa edilirken, muhasebecilerin belirttiğine göre ilk muhasebe ve maliyet hesapları,İtalya'dan önce bu yapıda kullanılmış. Kime, ne ücret ödendiğinin kayıtlarına, bugün bile erişilmesi mümkünmüş! Toplam Kalite Yönetimi konusunda verilen klasik bir örneği, biraz değiştirerek, şu şekilde sunabiliriz. Adamcağız, inşaatın önünden geçerken işçiye sormuş: "Ne yapıyorsun?" "Görüyorsun işte! Taş kırıyorum. Ekmek parası işte,yapacaksın!" Biraz ötede, aynı soruyu bir başkasına sormuş. Aldığı cevap: "Taş kırıyoruz,duvar yapacağız..." Az ötede bir başkasına sormuş ve cevabı: "Erciyes gibi bir camii yapıyoruz!" Aynı işi yapıyorlar, ama bakış açıları farklı...
Fuzulî'ye Ödenemeyen Maaş
Beygirlerin, öküzlerin emr-iâşesiyle(1) serseri bir dervişin ihtiyâc-ı müstekrehi(2) en büyük şâirin mâişetine(3), istirahatına, hayatına tercih edilmiş. Bu hal ve hareket karşısında, Süleymaniye Camii, kubbeleri, minareleri, Mimâr Sinan'ıyla birlikte hicâbından(4) yerlere geçse sezâdır(5).
Sayfa 47
Eyfel ve Süleymaniye
"Fransızlar Eyfel Kulesi'nin karşısına geçip de medeniyetin o amûd-ı âhenînini şa'şaasıyla, azametiyle tasvir ederken şâir değil midirler? Biz niçin meselâ Süleymâniye camii şerîfinin önünde serfürû-bürde-i hayret olarak o semâpâre-i san'ati, o eflâke ser çekmiş heykel-i insâniyeti, o mehbıt-ı envâr-ı ulûhiyeti rûhumuzla his, şiirimizle tasvîr etmeyelim? Bir fakîrin kulübeciği... O ne kadar rikkatbahş-ı vicdân bir manzaradır?"
Sayfa 32 - Ali Ekrem, Servet-i Fünun (280), Türkiye Yayınevi
Reklam
523 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.