Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
168 syf.
9/10 puan verdi
7 gün 7 gece fırtına vardı
Sümerlerin tarihi, Orta Asya ve Türkler ile olan bağlantıları, Tufan destanı ve farklı uygarlıklardaki yankıları anlatıları, birbirleriyle uyuşan yönlerini geniş bir perspektiften ele aldığı doyurucu bir kaynak kitap olmuş, Düşündüklerini, bugüne kadar bulunan veriler ışığında kaynaklarını göstererek anlatmış, Kitabın sonunda özet kısmını da dahil edince tekrara düşen anlatılar var fakat rahatsız etmiyor, Sümer dili ile Türkçenin aynı aileden olduğunu hatta Sümercenin Türkçe'den köken aldığını düşündüğünü, farklı Sümerologların da benzer paylaşımlarının olduğunu yazmış, Ölümsüzlüğü arayan Gılgamış'ın Sümerler'in geldiklerini düşündüğü Orta Asya'da bir şehirde Tufan hikayesini dinlemesi ve bunların kil tabletlerde binlerce yıl korunması gerçekten harika, Ellerine sağlık hocamızın
Sumerlilerde Tufan Tufan’da Türkler
Sumerlilerde Tufan Tufan’da TürklerMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 2020324 okunma
Sümer'de kralların nasıl sarayları varsa Tanrıların da öyle evleri olmalıydı. Bunun için "Tanrı evi" adı altında görkemli tapınaklar, yanlarında Tanrılarla insanları yaklaştırdığı düşünülen basamaklı kuleler yapılmıştı. Daha sonra bu Tanrı evleri sinagoglara, kiliselere, camilere dönüştü. Camilerin ve minarelerin üstündeki yarım ay, Sümer Ay Tanrısının sembolüdür.
Reklam
Sümer Tanrıları, insanlara ne istediklerini bildirmez; fakat hoşlarına gitmeyecek bir işi yapan insanları cezalandırırlar. Buna karşılık diğer dinlerde Tanrı bazı kimselere ne istediğini bildirir. İnsanlar da ona göre hareket ederler. Tanrı bildirilerini alan kimselere Farsçada "peygamber", Arapçada "resul" denir. İlginç olanı peygamberiik olayı, Yahudilerden Asurlulara geçmiş. Çiviyazılı metinlere göre bu düşünce Asur ve Filistin'de politik ve ekonomik krizlerle başlamış. Asur'da Tanrıdan bir insan (peygamber) yoluyla alınan haberler tabletlere yazılmış. Onlara göre Tanrı ile iletişime giren insanlar çeşitli şekilde trans haline giriyorlar. Bu kimseler aslında aşağı tabaka sayılıyor ve büyücülükle bağlanıyor.
Yazıyı icat etmişler ve hayatın her alanında kullanmışlar. Sümerler hem yazıyı hem de başkalarının kullanmasına imkan sağlamışlar. Bu sayede, Asurlular gibi Orta Doğu'da diğer milletler de kendi dillerini yazabilmişler. Sümer yazısı, Mısır yazısının icat edilmesine de öncülük etmiş. Alım, satım, borçlanma, kira, miras bölüştürme, evlenme, boşanma gibi her türlü hukuksal işlerin, birer yazılı anlaşmayla yapılması ilk olarak Sümerlilerde başlamış. Mimaride kubbeyi bulmuşlar. Yuvarlak pencereler, sütunlar, kemerler, yapmışlar.
Sayfa 109 - Remzi Kitabevi 2022Kitabı okudu
Sümerler, birer Tanrı saydıkları gökcisimlerinin uzaklıklarını, devinimlerini hesaplamakta büyük bir başarı gösterdiler. Toprak bölüşümü, ürün paylaşımı gibi konular ölçüm bilgilerini şaşırtıcı bir düzeye ulaştırdı. Örneğin, İyonyalı matematikçi Thales'in (MÖ VII-VI. yy) ünlü teoremlerini ondan bin beş yüz yıl önce çözmeyi biliyorlardı. Daireyi 360 dereceye, günü 24 saate böldüler. Bütün bu ve benzeri bilgiler Doğu Akdeniz ve Anadolu üzerinden Batı'ya yayıldı ve Yunan düşüncesinin, dolayısıyla Batı düşüncesinin oluşmasına kaynaklık etti.
Dinlerin Karşılaştırılması
Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dinleriyle Sümer dini arasındaki ortak noktalar şunlardır: Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü; Tanrı korkusu; Tanrı yargılaması; kurbanlar, törenler, ilahiler, dualar ve tütsülerle Tanrıyı memnun etmek; iyi ahlâklı, dürüst ve haktanır olmak; büyüklere ve küçüklere saygı gösteıınek; sosyal adalet; temizlik. Temizlik Sümerlilerde çok önemli idi. Tapınağa gidenlerin, dua edenlerin, kurban kestirenlerin vücutça temiz olmaları gerekti.
Reklam
Sümerliler, Tanrılar dünyası üzerine pek çok efsane geliştirmişler; şiirler yazmış, ilahiler bestelemiş, törenler düzenlemiş ve bütün bunları yazıya geçirerek zamanımıza kadar ulaşmasmı sağlamışlardır. Onların kurdukları çoktanrılı din, yavaş yavaş tektanrıya dönüşerek, bugünkü dinlerin temelini oluşturmuştur. Fakat bu arada diğer Tanrılar da tamamıyla yok olmayarak bu dinlerde melekler, şeytanlar, cinler olarak varlıklarını korumaktadır.
Eski Sümer hükümdarları, fatih olarak ne kadar büyük başarılar elde etmiş olurlarsa olsunlar, acımasız tiranlar ve mutlak monarklar değillerdi. Bütün önemli devlet sorunlarında, özellikle savaş ve barışla ilgili durumlarda, halkın önde gelenlerinden oluşturulmuş resmi bir meclise danışırlardı. İnsanlığın toplumsal ve tinsel gelişimi ağır,
Tanrılar yalnız evrende değil, insanların yaşamına da girerler. Örneğin, yorulmak bilmeden gezen Güneş Tanrısı Utu, her şeyi görür, adaleti korur, insanlara yardım eder, ciğer falı bakanların piridir. Bilgelik ve Su Tanrısı Enki, insanların ve sihirbazların koruyucusudur. Venüs yıldızını simgeleyen Tanrıça İnanna, âşıkların ve savaşçıların koruyucusudur.
Tarihte yazıyı ilk bulanlar Sümerler oldu. Güney Me­zopotamya'daki Uruk kenti kazılarında çıkan ve MÖ 3500'lere tarihlenen buluntulardan anlaşıldığına göre, resim yazısıydı bu yazı, tek heceli sözcüklerden oluşan Sümerceyi taşımaya çok elverişliydi. Doğal ve yapay nesnelerin biçimlerinden oluşmuş resim yazısı, bu biçimlerin bin yıl boyunca gitgide yalınlaşmasıyla, MÖ 2500'lere doğru soyut imlere, bugün "çiviyazısı" dediğimiz yapıya dönüştü. Sümerler yazı yazmak için gereken araçları doğal kay­naklardan sağladılar. Dicle ve Fırat'ın düzenli taşkınları yüzünden kıyılarda biriken balçığı ekmek dilimleri gibi bi­çimleyip, adına "dupşar" dedikleri bu yumuşak nesnelerin üstüne sivri uçlu, ince kamışlar kullanarak, hafif dokunuşlarla yazdılar yazılarını. Kamışın kil yüzeye her değişinde çivi başına benzer bir biçim oluşuyordu: Bu yazının dilini çözen uzmanlar, Latince çivi (cuneus) sözcüğünden yararlanıp "cuneiforme" (çivi biçimi) yazı dediler adına; dört köşe ya da yuvarlak ekmek dilimlerine benzeyen nesnelere de tablet (levha) dediler. Tabletin üzerini yazıyla dolduran yazıcı, işi bitince bunu güneşte kurutur ya da fırında pişirirdi. Kurutulmuş tabletlerin ömrü kısaydı. Bunlar, olumsuz hava koşulları nedeniyle kolayca dağılıp ufalanırken, piş­miş olanlar zamana direnebildiler. Yörede yerleşim yerleri kurmaya yarayacak tek gereç çamur olduğundan, kerpiçle, tuğlayla yapılmış Sümer ve Asur yapılarından kalma yıkıntıların oluşturduğu geniş tümseklerdeki döküntüler arasında sayısız tablet bulundu, son 100-150 yıl içinde.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.