Bir kitabı okurken kendini kitaba ne kadar dahil edebilirsin? Bu soruya verilecek cevap şüphesiz kendinden ne kadar çok şey bulursan olur..
Kitapta anlatılanları okumadım adeta yaşadım. Yüzyıllar öncesine gittim, çadırlarda yaşadım, Ötüken’in o enfes havasını teneffüs ettim, ıssız bucaksız bozkırlarda çırpına çırpına at koşturdum. Türk türesine uydum, bu patavatsız yeni dünya kanunlarından biraz olsun uzaklaşıp nefes aldım.. sonra dedim keşke keşke o dönemlerde yaşasaydım..
Hele son 50 sayfasını okurken tüylerim ürperdi, gönlüm deli ırmaklar gibi coştu. Kürşad ve 40 çerisinin ihtilali kalbimi yerinden çıkaracak gibi oldu.
Bu duygu yoğunluğu şüphesiz yazarın başarısı. Türk töresine , yaşamına o kadar özlem duymuş ki bize de bu duyguları aksettirmiş
Kitabın konusu Göktürk devletinin yıkılışı ve bu yıkılışa zemin hazırlayan faktörler. Çin’in entrikaları, Kağanların sorumsuzlukları, Çin oyunlarını görememeleri, Türklerin esir düşmeleri ve esaret karşısında gösterdikleri tepkiler..
İki Türk bir araya gelse devlet kurar sözünü haklı çıkaran Kürşad ihtilali ve merakla okunmayı bekleyen Bozkurt’ların Dirilişi adlı kitap...
Son olarak doğru sözü Kül Tegin kitabesinde ara : “Ey Türk Çin’in tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanırsan öleceksin! “