"Toplum olarak, sessiz bir sözleşmeyle susma kararı alınmış, yaşananlar genç kuşaklara aktarılmamıştı. Bu iyi miydi, kötü müydü bilemiyorum. Hiç kimseye düşman olmadan yetiştirilmiştik."
Sayfa 153 - İnkılâpKitabı okudu
Fazla istemenin günah olduğu İslam dininde isteklerimizi yumuşatmak zorunda olmasaydık, kim bilir neler isteyecektik?
Yazın gitsin... Kimse yazıyı ciddiye almıyor nasıl olsa. Yazın ve rahatlayın.
Güzel susmak sanattır. Karşındaki cahile verilen gizli bir konferanstır. Bilmediğin için değil, bildiğin halde susmak anlamlıdır. Biliyor gibi yapıp susmaktan bahsetmiyorum, bilip susmak kıymetlidir!
Anlamsız, samimiyetsiz, sahte günlerin tozunda sözlerimizle parlatmaya çalışıyoruz kendimizi ama her söz hikmetten uzaklaştırıyor insanlığı, ağızdan çıkan her sözle biraz daha yaklaşıyoruz cehenneme, oysa cennet suskunların krallığı olacak.
Birazcık kafa dinlemek için hapishaneye düşmek,hastaneye yatmak veya ölmekten başka çaremiz kalmadı.
Toplum olarak, sessiz bir sözleşmeyle susma kararı alınmış, yaşananlar genç kuşaklara aktarılmamıştı. Bu iyi miydi, kötü müydü bilemiyorum. Hiç kimseye düşman olmadan yetiştirilmiştik. Bu işin iyi tarafıydı ama bir de geçmişimiz konusundaki korkunç cehaletimiz vardı.
Susma!
Sen sana yapılan kötülüğe sesini çıkarmazsan üzerine daha çok gelirler. Baban, annen, kocan, ağabeyin kim olursa olsun seni ezmeye devam ederler.
Susmak, şu kadarı açıkça görülüyor ki, hem onu uygulayana hem de muhatap olana derinden dokunabilir. Belki, "hissi" muhafaza etme, yani insanlar için olduğu gibi şeyler ve durumlar için de tipik olan ilişki ve bağlantılardaki bereketin değerini bilme kabiliyeti, konuşmadan da fazladır. Susmak, bu ilişki ve bağlantıları konuşmadaki gibi
Susmak hakkında konuşmak isteyen, mecburen bozar suskunluğunu, susmak üzerine yapılan her konuşmanın temel sorunu budur. Ben de burada aynısını yapıyorum, susmanın insana ne şekilde ve nasıl bir güçle dokunabileceğine dair birkaç fikir ileri sürmek üzere. Bu dokunuşun vesileleri çoktur, ama her susma şekli insana başka türlü dokunur. Her durumda bunun nasıl cereyan ettiğini ve ilişkinin doğrudan taraflarını ve ötekileri nasıl etkilediğini anlamak gerekir. Susma yoluyla dokunma ve dokunulma sanatını, hayatın akışı içinde deneyip yanılarak, pratik yaparak ve düşünerek öğrenebilirsiniz. Sonra yine susarak susmak hakkında tefekküre dalmak üzere... Esas itibarıyla her iki seçeneğe de sahip olmak yararlıdır, konuşmak ve susmak. Tek başına konuşmak hüküm sürerse, bu susmayı tercih edenlerin aleyhine olur; belki onların da söyleyeceği bir şey olmasına rağmen, dikkate alınmazlar. Tek başına susma hüküm sürerse, bu memnuniyetle konuşmak isteyen ama buna cesaret edemeyenlerin aleyhinedir. Bir insan hiçbir zaman bir şey söylemezse, kendisiyle ilişki kurarken yararlı olabilecek bir idraki sağlamaktan imtina etmiş olur. Sürekli her şeyi söylemek ise, kendini tutamayan bir gevezeliğe delalet eder. Çok fazla konuşandansa, susmayı da bilen kişi daha güvenilir görünür. Susabilen, herhalde daha tefekküre yatkın olan insandır, çünkü susmak, kendini dinlemeyi daha fazla mümkün kılar, onun için "sakin sular derindir."
Konuş da ne konuşursan konuş fahişe. Susma böyle bir küfür dağı gibi. Bana daha fazla susarak hakaret edemezsin.
Yapı Kredi Yayınları
Üstümde nasıl gül rengi bir sakinlik, nasıl bulutsuz bir susma var.
Resim