Malcolm X, İslam aleminde herhangi bir ırkçı duygunun bulunmayışını nükteli bir şekilde "renk körlüğü" olarak tanımlar. Müslümanlar rengi değil insanı görürler. Renk önemli değildir ve insan hakkında hiçbir şey söylemez.
Günümüzde bir malın alınıp satılmasında, malın fiyatı dahil gereken diğer özelliklerinin kolayca takip edilmesinde, elektronik okuma kolaylığı için, eşyanın üzerine barkod denilen siyah düz çizgiler içeren etiketler vurulmaktadır. Bu işaretleri taşımayan eşyaların alınıp satılması, artık neredeyse hiçbir yerde mümkün değildir. İlginç olan, Barkod sisteminde iki başta ve ortadaki uzun çizgilerin sayı değeri, 666 olmasıdır ve daha da ilginci, 666 sayısının İncil'in vahiy bölümünün yorumunda Deccal'ın simgesi olarak bilinmesidir.
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da...
Benim inandığım ve bağlandığım dâva, ilk insan ve ilk yol göstericinin, dünyayı dolduran inkâra karşı özgür inanç gemisinin kaptanı olan Hazreti Nuh'un Ebedî Kurtuluş Sancağını uygarlıklar başkentine diken, Ateş imtihanından geçmiş ve Kurban şifasıyla azapların zehrini eritmiş Hazreti İbrahim'in, toplumu yönetecek altın kuralları sütunlar gibi ufkumuzda yükselten ve onları kıyamete kadar tarihin levhası olarak belirleyen Hazreti Musa'nın, ölüleri dirilten, ölü gönülleri diriltici soluğun sahibi Hazreti İsa'nın ve nihayet en büyük insan, en büyük yol gösterici, bütün insanlığa ışık tutucu, fiziği ve fizikötesini aydınlatıcı Son Peygamber Hazreti Muhammed'in davasıdır.
Bir çok diğer paralel reformlarla beraber, yeni Türk nesli kendini manevi dayanaktan yoksun ve adeta bir çeşit manevi boşluk (vakum) içinde buldu. Türkiye kendi "hafızasını", geçmişini kaybetti. Bu durum kime gerekli idi?
Kudüs meselesi ne sadece Filistinlilerin ne de sadece Arapların meselesidir. Kudüs, tüm müslümanların meselesidir. Kudüs'ü ellerinde tutmak için Yahudilerin İslam ve müslümanları yenmeleri gerekecektir ki bu, Allah'a şükür, onların Kudret dairesinin dışındadır.
“Bunu hiç unutma evlat;
Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.”
"Orta Asya'da yaşamış, modern bir dâhi"
Bu tabiri kullanan UNESCO!
UNESCO; Tam yirmi beş dilde çıkarttığı Conrier Dergisi'nin 1974 haziran sayısını, sadece Bîrunî'ye ayırmıştır. Başlık olarak ise oldukça uzun bir tanıtım seçmek durumundaydı. Çünkü Bîrunî, tek kelimeye sığdırılamayacak bir bilim insanıydı. UNESCO'nun attığı başlığa bir göz atalım.
"Bin yıl önce, Orta Asya'da yaşayan evrensel dâhi Bîrunî; Astronom, Tarihçi, Botanikçi, Eczacılık uzmanı, Jeolog, Şair, Mütefekkir, Matematikçi, Coğrafyacı ve Hümanist"