İçindeki boşluk gittikçe genişliyordu. Seyran geldi gözlerinin önüne, incecik, dal gibi boyu, büyük ela gözleri, iki yanağındaki gamzeleriyle, yiğit, candan ve güzeldi, öylece durdu. Memedin içine onu çıldırtan bir özlem geldi oturdu. Şimdi şu anda, şurada, şu delirmiş yıldızların altında Seyran burada olmalı, onun elini sıcacık tutmalı, ona sarılmalıydı. Seyran onu bu kadar özlüyor muydu acaba?