Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre E

İslam ve Toplum
İslam Allah'a iman, namaz, cemaat, oruç, zekat ve hac kanalıyla insanların beraber mücadele ettikleri, birlikte acı çekip birlikte sevindikleri ve belki ulaşılmaz olsa da durmaksızın peşinden gidilecek hedef olarak tüm insanların refaha ulaşmasını belirleyen, dayanışma içerisinde bir toplum yaratmayı amaçlıyor.
Reklam
Halk ve devlet
Halk, eğitimsiz olduğu için ahlaksız idarecilere tahammül ediyor. İdareciler ise bencil oldukları için halkın aydınlanmasını için çalışmıyorlar. Kurumların durumu, toplumun kültürel seviyesinin sonucudur. Kültürel seviye ise toplumsal düzen tarafından şartlandırılmış vaziyette.
Sayfa 8 - KetebeKitabı okudu
İbadet
Tapınma, tabiata doğru değil, Allah'a doğrudur. İnsan, tabiatı arkasına alarak, Allah'a tapar. Eşya ve tabiat da, insanla birlikte, bir orkestranın bütün üye, âlet ve dinleyicileriyle, Büyük Bestekârın önünde egilmesi gibi eğilir.
Diriliş YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ölüm
Bir insan ölürken, gittikçe bu dünyaya yabancılaşmaya, ondan uzaklaşmaya başlar. Bunun için şairler, ölümü bir kıyıdan uzaklaşan gemi benzetmesiyle çalışmışlardır.
Diriliş YayınlarıKitabı okudu
İman
Allah'ı inkar ediş, bence, insanın kendinden uzaklaşmasından doğuyor. Eşyaya doğru gittikçe, kendinden ve büyük Bütünden uzaklaşmış oluyor... Allah'a inancı ne kadar az olursa olsun, büyük bir felaket anında insan Allahı neden hatırlar? İnsan o anda bütün eşyadan tecerrüt etmiştir de ondan.
Sayfa 14 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kelime-i Şehadet
Şehadet kelimesi, insanları Allah'a, Peygamberlere ve birbirlerine bağlayan ve bu bağı şuur planında tutan açık, seçik bir ilahi mukavelenin kabul kelimesidir
Sayfa 17 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Ülkü
Bir mefkûrenin kuvvetlenmesi için iki hissin yardımına ihtiyaç vardır. Bunlardan birisi millî muhabbettir (sevgidir) ki, millî mefharetlerle (övünçlere) halk ananelerinden doğar. İkincisi millî kindir ki, herhangi bir istibdada karşı gayz (öfke) ve adavet (kin) uyandırmakla hasıl olur.
Sayfa 40 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Gelenek ve Kaide
Bir milletin hatıraları ananeleridir (gelenekleridir), itiyatları (alışkanlıkları) ise kaideleridir; demek ki bir milletin ananeleri ruhunu, kaideler bedenini teşkil eder.
Sayfa 28 - ÖtükenKitabı okudu
Muasırlaşmak
Bugün bizim için muasırlaşmak demek, Avrupalılar gibi zırhlı gemiler, otomobiller, tayyareler yapıp kullanabilmek demektir. Muasırlaşmak, şekilce ve yaşayışca Avrupalılara benzemek değildir.
Sayfa 19 - ÖtükenKitabı okudu
"Yapılan haksızlıkların öcünü alan Tanrı... hakim oldukları her yerde kilise ve manastırlarımızı hoyratça yağmalayan ve bizleri merhametsizce cezalandıran Romalıların bayağılıklarını görerek, bizi onlardan kurtarmak için güneyden İsmail oğullarını getirdi. Romalıların gaddarlığından, kötülüklerinden, öfkelerinden ve amansız kıskançlıklarından kurtulup rahata kavuşmamız bizim açımızdan son derece iyi oldu." - Rahip Duchesne
Sayfa 44 - TimaşKitabı okudu
Reklam
İslâm Tarihi
Halkın nefret ettiği egemen sınıfın bozguna uğramasından sonra, Araplar sosyal veya siyasi baskı ya da dini bir zulmün mağdurları olan kimseler tarafından, her seferinde, kurtarıcı olarak karşılandılar
Sayfa 43 - TimaşKitabı okudu
Oruç
Oruç, hayat temposunun isteyerek durdurulması demek olan bu ibadet, insanın "nefsi" ve arzuları karşısında hür oluşun teyididir. Aynı zamanda da, açların varlığından bizzat haberdar olmam ve kendim de o açlığı çeken öteki biri olarak onları sefalet ve ölümden kurtarmaya katkıda bulunmam gerektiğinin bana hatırlatılmasıdır.
Sayfa 39 - TimaşKitabı okudu
Binaenaleyh Türklükle İslâmlık, biri milliyet diğeri beynelmileliyet mahiyetlerinde oldukları için aralarında asla zıtlık yoktur
Sayfa 19 - ÖtükenKitabı okudu
Milliyet hissi, bir kavimde uyandıktan sonra çevre kavimlere de kolayca sirayet eder. Çünkü milliyet duygusu uyanır uyanmaz sahiplerinde yardımlaşma, fedakarlık, mücahede hislerini arttırarak ahlakî, lisanî, edebî, iktisadî ve siyasî yükselmelere sebep olur.
Sayfa 14 - ÖtükenKitabı okudu
Islam ve Batı
Cebiri, trigonometri hesaplarını, küçük kan dolaşımını ve daha nice önemli buluş ve icadı Müslümanların gerçekleştirdiğini; İslam alimlerin tıp kitaplarının Batı üniversitelerinde yedi asır boyunca okunduğunu ve pek çok üstün yanımızın bulunduğunu bilmiyorlar, bütün bilimler ve buluşların Batı'da ortaya çıktığını sanıyorlardı (Fransızlar).
Kişinin, kuruluşların, devletin ve toplumun bir günü öbür gününe denk olmayacak, dünyanın ahiretin tarlası olduğu asla unutulmayacaktır. Yarın ölünecekmiş gibi ahirete, hiç ölünmeyecekmiş gibi dünyaya çalışılması prensip olarak benimsenecektir.
Reklam
Cephede yurdu korumakla, yurdun içinde medeniyetimizi gözler önünde tahrip edenlerle savaşmak, birbirinden farksızdır.
Kültür ve medeniyetini yaşatmak ise, sadece geçmişte ortaya konanları muhafaza etmek gibi müze işlemi değil, aynı zamanda aynı kültür ve medeniyetin çağ içinde de doğurganlığını korumasına çalışmaktır.
Medeniyetimiz
Medeniyetimizin, çağımızda, bir tekniği, bir sanat ve estetik ifadesi, bir düşünce dinamiği, bir bilim ağı olmalı. Ki Batı uygarlığıyla savaşabilelim ve benliğimizi koruyabilelim.
Eğer eğitim programlarında başarısızlık yaşamazsak, mağlup edilebileceğimiz hiçbir saha olmayacaktır.
Halkın yetiştirilme ve terbiyesi, özellikle de kitlelere tesir imkanı bulunan basın, radyo, televizyon ve filmler, İslam ahlakını ve entelektüel yetkinliği şüphe götürmez kişilerin elinde olmalıdır.
Reklam
"Her defasında yıkılışımızın sebebi, benliğimizden kaçarak, Batı'nın taklitçiliğine sığınma sevdamızdır"
Dergah YayınlarıKitabı okudu
Genel olarak bilimlerin ve kültürün gelişmesine İslam medeniyetinin katkısı bu yönlerini biz sırf şunun için hatırlattık: Ortaçağı Grek ve Roma kültürü ile Rönesans'ta ortaya çıkan kültür arasında bir parantez (dünyanın hiçbir yerinde hiçbir fikir ve ilim yapılmadığı çağ) olarak gören Batı "benmerkezciliği" (yani bilim ve fikirde her ne yapılmışsa Batı tarafından yapılmıştır iddiası) yüzünden derinlemesine saptırılmış bir bakış açısını köklü bir şekilde değiştirmenin şart olduğunu gözler önüne sermek...