Dünya Barış Konseyi üyeliğine seçilen;Komünist Parti üyesi olmadığı halde komünist komplo suçlamasıyla demokratik İsviçre Federal Mahkemesi
tarafından yargılan ve 1951 yılında Lenin
Barış Nişanı ödülü alan yazar Andre Bonnard;burjuva bir ailenin çocuğu idi.
Bir antik Yunan uygarlığı uzmanının han
gi sıfatla Sovyet edebiyatından söz edeceğini insan kuşkusuz biraz şaşırarak
kendi kendisine soracaktır.Bu gerçekte,
tam anlamıyla bir eski Yunan uygarlığı uz
manı olma sıfatından kaynaklanır.Biricik konusu insan,onun durumu ve gücü olan
bir edebiyatın dünyasında yaşayan birinin,bir zamanlar eski Yunan hümaniz
amasının yapmış olduğu gibi,kendi sırası
gelince gücümüzü çoğaltmaya düşünce
ve edimlerimizi beslemeye yetenekli bir insanın düşüncesini zamanımıza öneren
bir edebiyatın çağdaş dünyada var olup
olmadığını kendi kendine sormaktan baş
ka yapabileceği bir şey yoktur.
Yunan hümanizması hep mirasçılar ara
dı.Yüzyıllar boyunca her defasında hep geçici mirasçılar buldu.Çünkü sürekli
olarak aşılmak hümanizmanın ayırıcı ni
tebliğidir.Sovyet dünyası çağımıza insa
nın yeni bir çehresini onarmak iddiasında
İnsanın yeni bir çehresi neyin nesidir,de
peri ve önemi nedir?Kimse buna kayıtsız
kalamaz.Ben bu yeni çehreyi tanımak istedim.Sovyet edebiyatını bize önerdiği bu yeni insan konusunda elden gerip inceledim.
Andre Bonnard