"Kısırdöngü asla yok olmaz. Sadece genişler, sonra da ken-dini unutturur. Niye? Çünkü döngü dediğin, bildiğin daire. Üstünde tam tur atmak o kadar uzun sürer ki, aynı nokta-dan ikinci kez geçtiğini anlayamazsın bile. Hatta bazen, kısırdöngü öyle bir genişler ki başladığın yere dönmeye ömrün bile yetmez. Insan da, kör bir at gibi koşturur üstünde. Düz gittiğini zanneder. Ilerlediğini. Hatta ilerlerken öldüğünü düşünüp son nefesini bile huzurla verir! Ama kör olmak şart, tabii! Yoksa anlarsın aynı yerde dönüp dolaştığını. Onun için yaşlı-lanın gözleri bozulur, anlıyor musun? Aynı yerden tekrar geçtiklerini anlamasınlar diye. Kısırdöngüye karşı doğal bir sa-vunmadır aslında, körleşme. Mekanik bir tepkidir yani! Ha-yatın kendisi gibi... "
AŞK
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür, Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.