Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tasavvuf, İslami bir müessese değildir; doğu ve batının çeşitli din ve felsefelerinin karmasıdır. İslami olmadığı gibi Türklerin ahlak ve yaratılışına da uygun değildir. Ticanilik, Nurculuk, Süleymancılık gibi tarikat ve cemaatler, cahil mürşitlerin ardından giden, düşünüp sorgulamayan insanlardan oluşmuş gruplardır ve bu grupların mensupları, dinle de ilgisi olmayan bir sürü mantıksız saçmalıklara inanmaktadırlar. Bunlardan Nurculuk çok ciddi bir tehlikedir ve devlet, tedbirler alarak bu akımı önlemelidir.
Kurumsal bir tarikat bağına sahip olmadıkları anlaşılan bu muvelleh dervişlerin özelliklerine baktığımızda, muvellehliğin onlardaki tezahür biçimlerinin temelde yerleşik dini ve toplumsal yapıya bir muhalefet üzerine inşa edilmiş olduğunu görmekteyiz. Bu muhalefetin yansımaları olan namaz kılmama, oruç tutmama, giyim-kuşam
Sayfa 82 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Reklam
Göçebe, yarı göçebe kitlelere daha yoğun tesir eden tasavvufun temsilcileri olan Türkmen babaları Anadolu'da muvelleh sufilik akımının esas taşıyıcısı olmuşlardır. Ayrıca Kalenderilik ve onun bir kolu kabul edilen Haydarilik tarikatının Anadolu'da temsilcileri vardır. Mevlânâ'nın yaşadığı dönemde Ebu Bekir Niksârî isimli Kalenderî
Sayfa 72 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR
210 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Neden tasavuf, niçin tarikatler?
Tasavvuf ve tarikatlar konusunda bir giriş mahiyeti taşıyan bir kitap. Özellikle Anadolu coğrafyasına damga vurmuş tarikatler konusunda kısa bilgiler de içeriyor. Neden tasavuf, neden tarikat diyenler için konuya giriş mahiyetinde okunmasını tavsiye ederim. Ayrıca Savaş Hoca'nın akıcı dilini de keşfedeceksiniz.
Bir Kutlu Sefer
Bir Kutlu SeferSavaş Ş. Barkçin · İnsan Yayınları · 201793 okunma
"Binlerle ifade edilen tesbihler çekerek, bilinçsizce Allah'ın adının tekrarlandığı zikirler, insanların ruhsal gelişimine katkıda bulunamamış, insanların pek çoğu şeker peşinde koşan küçük çocuklar misali Allah'ın rızasından uzaklaşıp, manevi makam, keramet, cennetten köşk kapma telaşına sürüklenmiştir."
Sayfa 117Kitabı okudu
Yol, yani tarık, Arapça kökenli bir kelimedir. Kur'an-ı Kerim'in 86. suresinin ismidir aynı zamanda. Gece gelen manasına da gelir. Tarz, usuller ve kaideleri içerir. Tarikat ehli olmak, hangi tarikata gönül bağı ile bağlı isen o usul ve kaidelere de bağlı kalırsın. Taptuk Yunus'ta bunu gözlemleyebiliriz lâkin o Taptuk dergahında pişse de, o tarikata bağlı kalmamış, dolaşmış ve herkes ile tanış olmuştur. Bu yüzden kendisinden tarikatsız tarikat ehli olarak bahsedilir. Çünkü tüm tarikatların, tüm öğretilerin ve itikatların üzerinde bir şahsiyet ve bir velidir. Onu şair ve ozan diye çağırmaları ise, tamamen bunu diyenlerin kendi ile alakalı olmuştur. Çünkü o ne bir şair, ne bir ozandır. O bir velidir.
Reklam
Ey sâlik sana gereken, kalbini alçak şeylerden arındırman ve onu faziletlerle süslemendir. Çünkü tasavvuf bundan ibarettir. Tasavvufun tefsirinde şöyle denilmiştir: Tasavvuf alçak olan her huydan çıkmak, güzel olan her ahlaka dâhil olmaktır.
Sayfa 115
Kurusallaşmış tasavvufa tepki - gemiyi terk edenler
Her tür gösterişten uzak olma temelinde bir tür gizli zühd fikrini savunmaktaydı. Zira onların temel hareket noktası gösteriş ve riyadan kaçınmaktı. Herhangi bir güzel halin insanlara zahir olması onlar için riya demekti. Bunun için ibadet ve güzel hasletlerin ortaya dökülmesine izin vermezler ve halk tarafından fasık [günahkâr] olarak bilinmek
Sayfa 65 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, KURUMSALLAŞMIŞ TASAVVUF: TARİKATLAR
"Kerametleri olduğuna inanılan kişilerden beklentiler, onlar öldükten sonra da bitmemiş, onlara yapılan türbeler adeta bir tapınma yeri olarak değerlendirilmiştir. Bir isteği olan, sıkıntısı olan türbelere koşmuştur."
Sayfa 110Kitabı okudu
Sûfi taifesinin efendisi, tarikat ve hakikat erbabının imamı Cüneyd-i Bağdâdî [kuddise sirruh] şöyle demiştir: "Resûlullah'ın (sallallahu 'aleyhi ve sellem) izinden gidenlerin yolları dışında, tüm yollar kapalıdır" Yine şöyle buyurmuştur: "Kim Kur'an'ın çizdiği sınırları korumaz ve hadisleri bilmezse bu işte
Sayfa 41
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.