Kalp yerine taş
Kalmanın yerine gitmek
Ses yerine yokluk
Kelimenin yerine hasret
Koyamıyor insan.
Gözlerini çekince anakaradan
Genzinde denizin acısı.
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat
Yıllardır boz bulanık suları yudumladım
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Yağmur, seni bekleyen bir taş da
Kalpler Taş Kesilmesin Diye Taşların Kalp Kesildiği Yerdir KABE...
Yolumuz nefis çöllerine düştü. Benliğimiz ahir zaman fırtınaları ile savruldu. Madde ruhumuzda taş duvarlar ördü. Kalp kapıları şeytanî soluklarla maneviyata mıhlandı. Sana gelmeye ayaklar ihtiyarını kaybetti.
Aşkın tek lisanı,yaşanmak...
Kalp kalbe, diz dize.
Yüksek bir tepenin bayrağı olmayı ben istemedim.
Gün yüzü görmeyen bir kuyuya atılan taş olmayı da...
Ne rüzgarla savrulmaktı seçimim
Ne karanlıkla yoğrulmak.
Kalp taşımak var ya, şu kalp taşımak...
Ölemiyorsunuz işte, en kısası.
Kalpte, üç durum bir arada bulunur ki, yakîn onlardan kesinlikle uzaklaşmaz ve ayrılmaz. Ancak onların zayıflaması ve güçsüzleşmesi ile yakîn de zayıflar ve güç kaybeder. Bunun karşısında onların kuvvetlenip ortaya çıkmasıyla da kuvvetlenir. Bu üç Özelliğin ilki imandir ki, yakîn için çakmak taşı ölçüsündedir. İkincisi ilimdir ki, yakîn için çakmak taşım tutuşturan çakmağı yakmak gibidir. Üçüncüsü ise akıldır ki, çakmak taşından tutuşturulup elde edilen taş mesabesindedir. Bu üç sebep nitelik bir araya geldiğinde kalpte yakîn nuru parlar ve varlığını hissettirir. .
Kalp, bu manevî sebeplerle kuvvet bulması ve tasfiye olması açısından bir lamba gibidir. Kandil durumunda bulunan aklı, zeytinyağı konumunda olan ilim yakar, canlandırır ve harekete geçirir. Bu zeytinyağı, lambanın ruhu ve ışık kaynağı durumundadır. Şu halde, ilmin kuvvet ve desteği yakini ortaya çıkarır. Lambanın fitili ölçüsündeki iman, ışığın ortaya çıkması ve kesintiye uğramaması için temel bir ihtiyaç ve nimettir. Yakıtı güzel, fitili sağlam olan lambanın güzel ışık yaydığı gibi, imanı güzel, ilmi düzgün, aklı kuvvetli olan kalbin de Yakîni o derece kuvvetli ve parlak olur. Vera, takva, ilâhi korku, zühd ve imanla kalp güçlenir ve yenilenir; Yakînin nuru ziyade bulur.
Sayfa 101Kitabı okudu
Taş Devri Diyeti
1990’lı yılların başında geleneksel beslenme tarzlarını (deniz ürünleri, hindistan cevizi, meyve, kök gıdalar) hâlâ sürdüren Papua Yeni Gine’nin Kitava adasındaki insanlar felç ve koroner kalp hastalıkları bakımından incelendiğinde, hiçbir adalıda bu
hastalıklara ait bir bulguya rastlanmamış.
hayy kitapKitabı okudu
Akıl süphecidir o yüzden sorgular ,oysa kalp oylemidir körükörünedir onun tutkusu. İşte ne geldiyse başına o yürek sizisindan degilmi ? Şimdi koca bir gökyüzü var benim yüreğimde ve içine içine yağmur yağıyor... Sen anlamazsın benim ciğerim yanıyor... Sen bilmezsin yüreğim kanıyor , sen görmezsin gözlerim aciyor... Bir taş bulsam başımı dayayarak ağlarım... Haketmedim
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burda mi” diye kokuyu
Ben Müslüman’ım
Kıblem kırmızı bir güldür.
Namaz yerim bir pınar, mührüm1 ise nur
Ova seccademdir benim.
Ben abdestimi pencerelerin kalp atışları üe alırım.
Namazımdan ay akmaktadır,
Ve ışık tayfları.
Namazımm arkasında bir taş bulunur:
Bütün aydınlanır zerreleri namazımın.
Ben rüzgârın, ezanı, servilerden okuduğu namazıma
Gizemli Kavramlar :
Nefes ( Bütün evren, NEFES-İ RAHMANİ vasıtası ile konuşulan Hakk ın kelimeleridir. )
Su ( Su, azizdir )
Zaman ( Allah a.c. buyuruyor ki : Zamana sövmeyin, Ben Dehrim. )
Işık, (Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir;)
Hava, ( Rahman ın nefesine en yakın olandır )
Ses, (Biz onlara korkunç bir ses gönderdik, davar ağılındaki kuru ot ve çırpı gibi oldular.)
Nazar, (Nerede ise, kâfirler seni gözleri ile yıkacaklardı)
Gölge, ( Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? )
Harf - Rakam, (... Biz, herşeyi yazıp saymışızdır )
Rüya,( Dediler ki: rüya dediğin, demet demet hayallerdir, biz ise hayallerin tabirini bilmiyoruz.)
Ruh, ( Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman,,,)
Ayna, (Hatta ayna boş iken bile aynanın kendisi gözükmez.)
Nefs, ( Nefsini *ilah* edineni gördün mü ? )
Kalp, (Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı )
Ontoloji günlükleri,
✍️ ARTIK KENDİ VİCDANLARIMIZIN MAHKUMUYUZ
Gazze’de çocuklar merakla gökyüzüne bakıyor. Yukarıda, kuş sürüsü gibi bir şeyler süzülüyor.
Bunlar kuş değil, ölüm habercisi kağıtlar. İsrail ordusu, uçaklardan Arapça yazılmış bildiriler atıyor. Kağıtlarda “ölmek istemiyorsanız bir saat içinde bu bölgeyi boşaltın, her yeri bombalayacağız”
VATAN!.. Namustur.
"Ömrümü "Vatan-millet-Sakarya" diyerek, bazılarının müstehzi tebessümleri arasında geçirdim. Hâlâ aynı yerdeyim. (Bazıları "bıraktığımız yerde otluyorsun" diyebilir. Canları sağolsun). Bu yazıyı bir ömrü uğruna tükettiğim "vatan" ne imiş acaba sorusuna cevap olur diye yazıyorum. Vatan elbette belirli anlaşmalar
Sayfa 9Kitabı okudu
