Mayıs aylarının gülüdür
Taze bir çiçek dalıdır
İçerim ateş doludur
Mayısta gönlüm delidir…
Sabahattin Ali’nin dizeleri ile içiçe geçmiş notalar dolanıp duruyor dilimde .Mayıs hem aşkı müjdeliyor, hem de devrimi… Baharın köpürttüğü nehirler gibi insanlar coşuyorlar. Ülkemin her yerinde çoban ateşleri yanıyor
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse…
Ey sen
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu…
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse…
Ey sen ki kül
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan, kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse,
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse,
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o güzel gözlerinin nuru görünse..
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen
Aşk seni harab etmez mi?
Takatını tüketmez mi?
Sendeki ateş bitmez mi?
Yetmez mi gönül, yetmez mi?
Aşkına yoktur endaze,
Aklını aldı o taze,
Âleme oldun kepaze,
Yetmez mi gönül, yetmez mi?