Ne?: Sovyet kolhozlarında çalışan Tolgonay isimli bir kadına, dünyanın en harbi harbinin tesiri.
Nerede?: Sovyetler Birliği'ne bağlı Kırgız topraklarında, en çok da tarlada ve dalan, bekleyen gözlerde.
Ne zaman?: 1920'li yıllardan 1960'lı yıllara uzanan bir zaman diliminde, en çok da Hitler'in Sovyetleri işgal teşebbüsü zamanları.
An-geçmiş-an doğrultulu bir zamansallıkta işleniş.
Nasıl?: Biçimsel bakarsak kitap aşağı yukarı onar sayfalık bölümlerden oluşuyor. Karşılıklı konuşmalar doğallık ve yerellikten uzak. Temposu çok yüksek değil ancak bölüm sonlarında hep bir merak uyandırıcılık hakim. Savaş trajedisinden beslenen bir duygusallık, hikayenin çatısını oluşturuyor. Yazar hikayeyi sunarken kendi sesini esirgemeyen bir yaklaşım takınırken meselesini her türden okura duyurabilmek için kolay bir anlatım yolunu seçmiş. Zülfü Livaneli'nin edebi versiyonu gibi.
Neden/Niçin?: Savaşı lanetlemek, aşkı ve aileyi kutsamak için; ataleti horlayıp çalışkanlığı yüceltmek için; iyiliği bulaştırıp kötülüğü savuşturmak için; işgalciliğe küfredip vatanperverliği perçinlemek için yazılmış/okunulabilir.
Kim?: Toprak Ana, Tolgonay, eşi, çocukları ve gelini. Birkaç iyi, birkaç da kötü insan.
Ederi mi?: Kitap 1000Kitap'ta 5.139 kişiden 8.9 gibi büyük bir puan ortalaması tutturmuş. Puanın bu kadar yüksek oluşunda en çok dramatik bir hikaye oluşunun payı olsa gerek. Benim için ise bu kitabın ederi 7.3-7.7 bandında.