Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk devrimleri Türkiye’de teokratik ortaçağ devlet geleneklerini silip süpürerek kadını, vicdanı ve tefekkürü hür kılmıştır. Ümmetçiliğin yerini milliyetçilik almıştır. Ziraat ve ticaret kaynakları Türklere mal edilmiştir. Milli endüstri doğmuştur. Milli bankalar kurulmuştur. Yabancı ve imtiyazlı şirketler millileştirilmiştir. Yazı ve dil değişerek, Türk kafası Arap kültürü köleliğinden sıyrılmıştır. Bu devrimlerden her biri bir vatandaşı milli tarihin pek büyüklerinden biri kılmaya yeter. Atatürk devrinin zaafları, Atatürk’ten sonraki demokrasiye geçiş devrinde belirmiştir. Başlıca zaaf, eğitim yolu ile devrimlerin ve yeni düzenin halk yığınlarına sindirilememiş olmasıdır. Atatürk devrine tek parti devri diyoruz: Bu bir karma parti idi. Disiplini devrimlerimize inanıştan doğmuyordu. Bilakis Atatürk devrinin zaafı, devrimci bir tek parti rejimi olmamasıdır.
Sayfa 580Kitabı okudu
''Bu dünya geçicidir. Bu dünyada elde etmek ve korumak bir insan için sadece kısa ömrü için gereklidir. Bunu unutmamalı. Mezarlıklar bu nedenle gözümüzün önünde bulunmalı. Evimizin bahçesinde, sokağın köşesinde tek mezarlar yer almalı. Her şey geçicidir. Belgeler gereksidir, unutulacak ayrıntıları yazmak anlamsızdır. Belki de unutmak esastır.
Reklam
"Bizim Osman Çataklı, Teknik Üniversite'de asistan ve mühendismiş. Mesnevi okuyorlarmış. Mesnevinin bir yerinde 'Bir mürşid-i kâmil bul, eteğine yapış' nasihatini görünce, 'Acaba bu devirde de var mıdır?' diye düşünmüş. O zamanlar tek parti devri, baskı ve diktatörlük var. Gazetelerde dini tefrikaları bile kaldırtıyorlar. Camiler kapatılmış, medreseler yıkılmış, Kuranı Kerim toplattırılıyor,eski yazı yasak... O devirlerde o şartlarda aramışlar, sonra dergahımızı bulmuşlar hocalarımıza intisap etmişler. Allah bizi de yolunda eylesin. Kendisini bilenlerden bulanlardan eylesin. " Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN
"Abdülhamid devrinde basın, hükümetin istemediğini yazamazdı ama cumhuriyetle beraber basın sadece hükümetin istediğini yazar hale gelmiştir." Mete Tunçay
Şirince
Gitmek üzereyken durdu, tekrar bana döndü. "Müsaade buyurursanız" dedi, "zatıalinizi haddim olmayarak bir hususta tenvir* edeyim. Teşrif buyurduğunuz köye hala Çirkince diyorsunuz. Halbuki orası artık Çirkince tesmiye** edilmiyor. Kaza kaymakamı ile parti Erkân-ı devri cumhuriyette böyle güzel bir vatan köşesinin adını çirkince olarak bırakmayı muvafık bulamadılar, dahiliye vekaletine müracaat ederek değiştirttiler. Şimdi oranın ismi Şirince'dir..... Ya.... Şirince..." Tekrar arkasını döndü, beni, bütün lambaları sönmüş olan istasyonda tek başıma bırakarak, bastonunu sürüye sürüye uzaklaştı. * Aydınlatma ** Adlandırma
Sayfa 106Kitabı okudu
154 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.