İşçide bu kafa olduğu sürece daha çok burjuva tekmesi yer
Başbakanın konvoyu Soma'dan kaçırılırken,Tayyip Erdoğan'ın özel kalem müdürü yardımcısı Yusuf Yerkel, eskort araçtan indi,polisler tarafından tartaklanarak yere yatırılan bir madenciye tekme attı.Rezalette son perdeydi. * ...Rezalette son perde demiştik ama meğer son perde değilmiş,devamı varmış...Yerdeki madenciye tekme atan Yusuf Yerkel,doktora gitti,ayağım zarar gördü diyerek,yedi günlük çalışamaz raporu aldı iyi mi!
"Gündelik yaşantıda insan değişik olduğuna inanıyor, deneyimlerin onu değiştirdiğini, kendi kendinin efendisi olduğunu sanıyor, ama bir kriz geldiği düşünülürse, bunun insana bir tekme, suratına bir yumruk atacağı varsayılsa ve yaşam ona 'haydi karar ver' dese, işte o zaman adam, mutlaka geçmişte hep yaptığını yapacaktır, korkaksa kaçacaktır, cesurca direnecektir."
Reklam
Seyid Rıza'nın Asılması
İdamı hızlandıran İhsan Sabri anlatıyor: " Seyit Rıza'yı meydana çıkardık, hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu, ama Seyit Rıza meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti: 'Evladı Kerbelayıh, bihatayıh, ayıptır, zulümdür, cinayettir' dedi. Benim tüylerim diken diken oldu, bu yaşlı adam rap rap yürüdü, çingeneyi itti, ipi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu. İnfazını gerçekleştirdi.
Sayfa 267 - Mekânın cennet olsun!Kitabı okuyor
Ben nezaketi ağaçtan öğrendim. Ona tekme attım, o tepemden çiçek yağdırdı. O utanç bana ibretlik ders olarak yetti.
"Kestaneci Dostum" diye bir hikâye yazmıştım. Orada çocuğun mangalına tekme vuruluyordu. Ertesi gün polisten çağırdılar, kestanecinin mangalına tekme vuranı sordular.
Muharrir Neden Yetişmiyor?Kitabı okudu
Hapishane köpeği olarak ... nerden çıktığını hatırlamıyorum ama sonraları hapishanede Belka adında başka bir köpek daha türedi. Belka garip bir yaratıktı. Birisi arabasıyla hayvanın üstünden geçtiğinden beli o kadar çukurlaşmıştı ki, koşarken uzaktan Belka'yı birbirine yapışık iki beyaz hayvan sanırdınız. Feleğin sillesini yediğinden olacak her zaman boynu eğik durmaya karar vermiş gibiydi. Bizden birisini görür görmez adam daha birkaç adım ötedeyken hemen '' Ne istersen yap, teslimim." der gibi sırt üstü yatırverirdi. Önünde yuvarlandığı her mahpus da sanki yapılması gereken bir ödevmiş gibi mutlaka hayvanın karnına tekme sallar " Tüh rezil! " diye söylenirdi. Belka gıkını çıkarmaya bile cesaret edemez, ancak canı çok yandıysa, boğuk, acıklı bir sesle ulurdu... Bir kere Belka'yı sevmek istedim; bu onun için o kadar yeni beklenilmedik bir şeydi ki. Hayvancağız önce dört ayağı üzerinde yere çöküverdi, bütün gövdesi ürperdi; sonra çok duygulandığından olacak, iniltiyle ağlama arası sesler çıkarmaya başladı. Acıdığım için onu sık sık seviyordum. Sevgime iniltilerle karşılık verirdi hep. Beni ta uzaktan görünce inlmeye başlar, acıklı sesler çıkarırdı.
Sayfa 301
Reklam
Oysa sen yalnızca sevmek istersin, peki ama nasıl mümkün olacak bu? Senin üzerine gelen vahşi bir hayvansa, canlı bir ruhunun olduğunu kabullenmiyorsa, yüzüne tekme atıyorsa, nasıl bağışlayacaksın insanı?
"Kimi insanın kıçına tekme yemeye ihtiyacı vardır, bir başkasının ise birkaç saatliğine daha az düşünen bir zihne."
Kendime tekme atıp kendi kendimi, kendi evimden kovmak istiyorum. Keşke yapabilsem. Yakamdan tutup kendimi koysam kapımın önüne. Yürü git lan, nereye gidiyorsan git, bıktım senden, senelerdir pinekliyorsun aynı evin içinde, defol gözüm görmesin seni desem, sonra dükkâna gitsem ertesi gün, kendimi dükkânın kapısının önünde bulsam, ordan da kovsam, üç beş kuruş para sıkıştırıp cebime, "Git koçum bir daha görmeyeyim seni bu dükkânın önünde" desem, nasıl rahatlardım kim bilir? Ama kendimi kovamıyorum. Kendimin içinden çıkıp gidemiyorum. Bedenim ruhumun betonu gibi, çık içinden çıkabilirsen
Kendime tekme atıp kendi kendimi, kendi evimden kovmak istiyorum. Keşke yapabilsem.
Reklam
Hücrenin kapısını açıp tepsiyi masaya bırakırken gözlerini bacaklarımdan ayırmıyordu. Bacaklarımın güzelliğinden değildi tabii. Tekme atmamdan korkuyordu.
Artık büyük adamı yalnızlığa ittikten sonra, ona ne yaptı- ğını unuttun. Hemen yeni bir saçmalık konuştun, yeni bir alçaklık yaptın, onu tekrar derinden yaraladın. Sen unutursun. Ama büyük insanın özelliğindendir unutmamak, kin gütme- mek, ama senin niçin böyle bayağı davrandığını anlamaya çalışmak. Bu da senin için yabancı, biliyorum. Ama inan
O kadar hayatın içinden ki yazılanlar
Kendime tekme atıp kendi kendimi, kendi evimden kovmak istiyorum. Keşke yapabilsem. Yakamdan tutup kendimi koysam kapımın önüne. Yürü git lan, nereye gidiyorsan git, bıktım senden, senelerdir pinekliyorsun aynı evin içinde, defol gözüm görmesin seni desem, sonra dükkâna gitsem ertesi gün, kendimi dükkânın kapısının önünde bulsam, ordan da kovsam, üç beş kuruş para sıkıştırıp cebime, "Git koçum bir daha görmeyeyim seni bu dükkânın önünde" desem, nasıl rahatlardım kim bilir? Ama kendimi kovamıyorum. Kendimin içinden çıkıp gidemiyorum. Bedenim ruhumun betonu gibi, çık içinden çıkabilirsen
Şimdi geriye dönüp o zamanki kendimle konuşabilsem ne yapardım, biliyor musunu? Tutardım omuzlarımdan, önce bir yumruk, sonra bir tekme... Derdim oğlum, Devrim,kendine gel. Başın fena hålde yanacak.Ama nerede? Büyüler bile bizi hep istemedigimiz yerden vuruyor arkadaş.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.