Işık saniyede 300 000 kilometre, yani bizim ölçülerimize göre son derece yüksek bir hızla yolculuk eder. Evren’in ölçülerine göre ise bu çok önemsiz bir hızdır. Işık bize Ay’dan bir saniyede, Güneş’ten sekiz dakikada gelir; oysa en yakın yıldızdan bize ulaşmak için dört yıl, Vega’dan sekiz yıl, kimi gökadalardan gelmek için ise milyarlarca yıl yol almak zorundadır. Şimdi teleskoplarımız çok uzak gökcisimlerini, örneğin parlaklıkları bizim tüm gökadamızın on bin misline varan quasar’ları, gözlememizi sağlamaktadır. Bunların bazıları 12 milyar ışık yılı uzaklıktadır. Demek ki onları 12 milyar yıl önce bulundukları durumda görüyoruz.
Merhaba!
Güngör Dilmen'in kitabının yanına hiç okunmayan ibaresinin konulması çok üzücü olsa da tek tesellimiz onun bu satırları okumayacak olması! Ona hayran okurlar ve gerçek tiyatro severlerin üzüntüsü ile idare edeceğiz yine.
Güngör Dilmen üretken tiyatro yazarlarımızdan biridir. 1 Ekim'de açılmasını "dört gözle" beklediğimiz!
1609 yılında Galileo antikçağın düşünce şekline daha da ciddi biçimde meydan okuyacak yeni bir aracın varlığından haberdar oldu. Bu araç çok geçmeden "teleskop" olarak adlandırılacaktı. Tıpkı telefon sözcüğünün "sesi uzağa iletmek", mikroskop sözcüğünün "küçük şeyleri görmek" anlamına gelmesi gibi, teleskop sözcüğü de "uzakları görmek" anlamına gelir. Hem teleskoplar hem de mikroskoplar bilim tarihinde çok önemli bir rol oynamıştır.