Öykü kitaplarını okumayı ara ara çok seviyorum. Ama bu sefer Amerikan edebiyatından öykü okuma tecrübem oldu bu eser sayesinde.
Bizlerde öykü kitaplarında efsanevi türler , abartılı hikayeler , samimi ve içten duygular barındırır. Lakin Otantik Kitap yayınlarından çıkan bu eser bambaşka bir dünyaya ve evrene götürdü diyebilirim.
Kendini araştırmaya adamış bir profesör aklını Mars ile bozmuşken , Mars gezegenini teleskop ile her detayını incelemektedir . Ama bir gün teleskobu başında kendinden geçmiştir . İşte tam bu sırada paralel evrene geçiş yapıp , muazzam bir buluşma gerçekleştiriyor.
Fantastik kurgu olarak ilerleyen kitabın ilk öyküsü başka gezegenlerde yaşam var mı sorusunu bir kez daha aklımıza düşürüyor. Asıl önemli olan bu geçiş sırasında karşılaştığı varlık ile kurduğu diyaloglardan bize ders çıkartacak , insanların öngörüleri, ölüm kavramı , insanların birbirlerine olan bağlılığı, sevgi ile aşk , hayat ile verilen mücadele konularını okurken düşündüren bir ortam sağlıyor .
Ölümün gerçekliğini bilmemize rağmen ölmeyecek gibi yaşamak yada yakınlarımızdan birini kaybedince ona olan özlem ve günden güne normal yaşantımıza dönmemizi sorgulatıyor.
Bir kısacık hikaye edebi içeriği ile doyumsuz olmayı başarmış ki kitap içerisinde toplamda 6 öykü bulunmaktadır .
Her hikayenin kendi içerisinde verdiği mesajlar var .Bir kadının ölmüş olan kocasına olan sadakati , arkadaşa güven meselesini , yanlış gittiği durumlar karşısında neler hissedeceğinizi, zihin okuma özelliği barındıran öyküler bulabilirsiniz.
Çeviri olan bu eseri okumanızı tavsiye ederim .