Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Televizyon okuma-yazma kültürünü genişletmez ve pekiştirmez. Tersine, okuma-yazma kültürüne saldırır.
Sayfa 98 - e-kitapKitabı okudu
İnsan «dokuzdan beşe» çalışan bir kişi olarak iş gücünün ya da yöneticiler ve kâtipler gibi bürokratik gücün bir parçası olmuştur. Çok az insiyatife sahiptir. Görevleri, işin yönetmeliği ile çizilmiştir. Basamağın, üstündekilerle altındakiler arasında çok az bir fark vardır. Hepsi, yönetmeliğin yapının tümü için, belirlediği işi, belirlenen hız ve belirlenen tarzda yaparlar.Hatta duygular bile tanımlanmıştır: neş'e, hoşgörü, güven, tutku ve hiç kimseyle çatışmadan herkesle geçinebilme yetisi. Eğlence de bu denli zorlayıcı bir yolla olmasa bile, benzer şekilde düzenlenmiştir.Okunacak kitaplar, kitap kulübünce seçilir. Filmler filmcilerle sinema sahipleri tarafından verilen ilânlarla saptanır. Geride kalanlarsa, hep yeknesaktır: arabayla pazar gezintisi, televizyon programları, kâğıt oyunları ve toplantılar. Doğumdan ölüme, pazartesinden pazartesiye, sabahtan akşama tüm faaliyetler düzenlenmiş bir örnek hale getirilmiştir. Böylesi bir düzenin ağına düşen kişi, insan olduğunu, tek bir birey olduğunu nasıl hatırlar? Düş kırıklığıyla, üzüntüyle, sevgi özlemi, hiçlik ve ayrı olma korkusuyla doluyken yaşama şansına bir kez sahip olduğunu nasıl aklına getirebilir?
Sayfa 25 - Say Yayınları
Reklam
Türkiye halkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır, bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur veya şehirlerini şekilsiz gökdelenlerle doldurup oraları “modernize” ederek yaşanmaz hale getirir — ama tüm bu halk zenginiyle fakiriyle, şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir ve ortalama kültür düzeyi ya bir Afganistan ya da bir Orta Afrika
Karl Marx bu eserde şöyle retorik bir soru sorar: “Matbaalar, hatta baskı makineleri var olsaydı, İlyada destani olabilir miydi?
Sayfa 70 - Ayrıntı, 11. Basım 2022, çev: Akın Emre PilgirKitabı okudu
Ekranla Tanışma/ Tanışmaz Olaydık
Radyo alçakgönüllüydü, vakurdu, inatçıydı ama yeni değildi. Televizyon ise hayatımıza ağır bir vaka olarak girdi; radyoyu, kardeşi doğunca ihmal edilen büyük çocuğa benzetti. Şımarıktı, kaprisliydi ve çok çekiciydi. Televizyonla birlikte özellikle küçük şehirlerde hayatın ağır ritmi değişti, alışkanlıklar terk edildi. Yazın evlerin bahçeleri boş
...... bir kültürdeki mevcut iletişim araçlarının o kültürün entellektüel ve toplumsal meşguliyetlerinin şekillenmesinde başat bir etki yaptığının mantıklı ve özellikle geçerli bir varsayım olduğuna inanıyorum.
Reklam
Ana Haber’e dair
Eğlence televizyondaki tüm söylemlerin üst ideolojisidir. Tasvir edilen şey her ne olursa olsun, hangi bakış açısından sunulursa sunulsun, her şeyi kapsayan olasılık onun eğlence ve keyif amaçlı orada bulunduğudur. Tam da bundan ötürü, bize her gün trajediler ve barbarlıklardan fragmanlar gösteren haber programlarında bile, spikerler bizden “ yarın tekrar birlikte olmamızı” ister. Niçin? Cinayet ve kargaşa ile geçen birkaç dakikanın, aylarca uykusuz geceler geçirmeye yetecek bir malzeme olduğu düşünülebilir. Spikerlerin davetini kabul ederiz çünkü “ haberlerin” ciddiye alınmayacağını, yani deyim yerindeyse hepsinin eğlence amaçlı olduğunu biliriz.
Sayfa 120 - Ayrıntı, 11. Basım 2022, çev: Akın Emre PilgirKitabı okudu
Yazılı dünya basit bir hatırlatıcıdan katbekat güçlüdür: geçmişi bugünde yeniden yaratır ve bize bilindik, hatırlanan şeyleri değil çağrılmış sanrıların parıltılı yoğunluğunu verir.
Sayfa 35 - Ayrıntı, 11. Basım 2022, çev: Akın Emre PilgirKitabı okudu
"GETİREMEDİ"
Hatta duygular bile tanımlanmıştır: Neşe, hoşgörü, güven, tutku ve hiç kimseyle çatışmadan herkesle geçinebilme yetisi. Eğlence de bu denli zorlayıcı bir yolla olmasa bile, benzer şekilde düzenlenmiştir. Okunacak kitaplar kitap kulübünde seçilir. Filmler, yapımcılarla sinema sahipleri tarafından verilen ilanlarla saptanır. Geride kalanlarsa hep tek düzedir: arabayla pazar gezintisi, televizyon programları, kağıt oyunları ve toplantılar. Doğumdan ölüme, pazartesiden pazartesiye, sabahtan akşama tüm faaliyetler düzenlenmiş, bir örnek hale getirilmiştir. Böylesi bir düzenin ağına düşen kişi insan olduğunu, tek bir birey olduğunu nasıl hatırlar? Düş kırıklığıyla, üzüntüyle, sevgi özlemi, hiçlik ve ayrı olma korkusuyla doluyken yaşama şansına bir kez sahip olduğunu nasıl aklına getirebilir?
“Televizyon bütün insanlara genel bir öğretim programı sunan, bir tür gizli vergiyle finansa edilen ve özel bir Kültür Bakanlığı’nın yönettiği yeni devlet dinidir. Bu vergiyi gerçekten televizyon izlerken ve izleyip izlememek umurunuzda olmadığı zaman değil , banyo yaparken ödersiniz. “
Sayfa 172Kitabı okudu
931 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.