Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doğası itibariyle uygun olmayan bir mecliste hepimiz oturmuşuzdur. Belki bu meclis dedikodu yapmak için oturulan, ses tonunun aşırı yüksek olduğu, kötü bir dilin kullanıldığı, dünyevî tartışmaların ilgi odağı olduğu, çok fazla şakanın yapıldığı ya da değerli zamanın istismar edildiği bir yerdi. Böyle bir meclisten ayrılırken kalbinin oldukça katılaşmış ve kirlenmiş olduğunu hissedersin, hatırladın, değil mi? Ancak aşağıdaki sünnetin ihya edilmesiyle birlikte kalpteki bu tür kirler giderilebilir ve kalp yumuşaklığı yeniden sağlanabilir. Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Bir sürü faydasız sözle meşgul olunan bir mecliste oturmuş hiç kimse yoktur ki o meclisten kalkmadan önce şöyle desin ve Allah onun o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlamasın: 'Sübhanekellâhümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbü ileyke.' (Allahım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığına şahadet ederim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim.) "
Tesbih'in lugat anlamı "suda pek iyi yüzerek uzaklara gitmektir. Istılahta ise, "Allahu Teâlâ'yı tenzih etmek, yani O'nun yüce zâtını itikaden, kavlen ve amelen layık olmayan her türlü şaibeden arı ve uzak tutmak" demektir. Ayrıca "Allah'ı yüceltmek, sözle ve eylemle O'nu zikretmek, tathîr etmek (temizlemek) ve içtenlikle O'na yönelmek" manalarını içerir.
Reklam
Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Bir sürü faydasız sözle meşgul olunan bir mecliste oturmuş hiç kimse yoktur ki o meclisten kalkmadan önce şöyle desin ve Allah onun o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlamasın: 'Sübhânekellâhümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbü ileyke.' (Allahım! Seni her türlü noksan sifatlardan tenzih ve ham-dinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığına şahadet ederim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim.)" Tirmizî
Mutlu olsun diye kalbim, bir bakışta bulundu gözlerim Ama zorluk ve vebalden başkası kalmadı elde Hevådan daha zor bir şeyle karşılaşmadım Hevâyı yaratanı tenzih ve tesbih ederim.
Muslim Ibnu'l Velid el-EnsâriKitabı okudu
Bir geminin yolcularıydılar hepsi de Bir tufan sonrasının yolcuları hayatta kalmaktan başka bir becerileri var mıydı, bilinmez Her şey O'ndandır." dediler ve kurtuldular. Her şey O’dur, deselerdi boğulurlardı, nitekim dediler ve boğuldular. Tenzih ehli kurtuldu, teşbih ehli helak oldu. Zahirde.
Hz. Adem (a.s) tevbesi;
Ey Allâh! Muhammed'in ve Muhammed'in Ehl-i Beyti'nin hakkı için Senden istiyorum. Ey Allâh! Seni hamdinle tesbih (ve tenzih) ederim, ben kötü bir iş yaptım, ben nefsime zulmettim, şu muhakkak ki, günahları Senden başkası bağışlayamaz. Artık Sen bana rahmet et. Şüphesiz ki Sen acıyanların en hayırlısısın. Ben Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Ben kötü bir iş yaptım ve kendime yazık ettim. O hâlde benim tevbemi kabûl et. Şüphesiz tevbeleri çokça kabul eden ve ziyâde merhamet eden ancak Sensin. Ben Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Ben kötü bir iş yaptım ve kendime zulmettim. O hâlde Sen beni bağışla, çünkü mağfiret edenlerin en hayırlısı ancak Sensin.'
Reklam
"Allah, arşa istiva etti." meselesine dair:
İmam Ebu Hanife bu istiva meselesinde diyor ki: Eğer Allah Arş'a yerleşti, mekân tuttu, âyet-i kerime bunu anlatıyor dersek o zaman şöyle bir soru çıkar ortaya: "Allah Arş'ı yaratmadan önce neredeydi?" Çünkü Arş mahlüktur, muhdestir, sonradan var olmuştur. Allah Teâlâ dışındaki her varlık sonradan var olmuştur. Dolayısıyla İbn
Sayfa 55
Ebû Hüreyre'den (r.a.) nakledildiğine göre, Allah Resulü'ne (s.a.s) şöyle buyurmuştur. "Kim bir mecliste oturur ve orada bir sürü faydasız ve manasız sözlerle vakit öldürür de, o meclisten kalkmadan önce, "Allahım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilah olmadığını kesinlikle belirtirim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim" derse, o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlanır"
-29- O, öyle bir yaratıcıdır ki, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra iradesini göğe yöneltti ve onları yedi gök olarak düzenine koydu. O her şeyi bilir bir alimdir -30- Ve düşün ki, Rabbin meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yapacağım." dediği zaman, onlar: "Âaa! Bizler seni hamd ile tesbih ve takdis edip dururken, oraya fesat çıkarıp kan dökecek birini mi yaratacaksın?" dediler. Allah da onlara: "Ben kesinlikle sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim." buyurdu. -31- Ve Adem'e bütün isimleri öğretti. Sonra o alemleri meleklere gösterip: "Haydin, iddianızda doğru iseniz, bana şunları isimleriyle haber verin." Buyurdu. -32- Onlar da: "Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz ya Râb! Bizim için senin bize bildirdiğinden başka bir bilgi ne mümkün? O alim, hakim sen, kuşkusuz sensin." dediler
BAKARA SURESİ 29-32Kitabı okuyor
Sürekli zikir halinde olan Müslüman genç: - Her sabah: "La ilahe illallah" (Allah'tan başka ilah yoktur.) diyerek yola çıkacak. - İşe başlarken: "Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisanî yefkahu kavli" (Ey Rab- bim! Yüreğime genişlik ver. İşimi kolaylaştır. Dilim- den düğümü çöz ki anlasınlar beni) diyerek yardım istemeyi unutmayacak. - Yenilmez ordularla bile karşılaştığında: "La havle ve la kuvvete illa billah" (Güç ve kuvvet ancak Al- lah'ındır.) diyerek Allah'a dayanacak. - Hiçbir çıkış yolu kalmadığında: "La ilahe illa ente subhaneke inni küntü minez zālimin" (Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum) diyerek yolunu açacak. - Verilen her nimete ve zafere karşılık: "Sübhanallahi ve bihamdihi sübhanallahil azim" (Allah'ı, O'na hamd ederek tesbih ederim, Yüce Allah'ı tesbih, ederim) diyerek şükrünü unutmayacak. Bu şekilde Allah'ın zikrini hayatına işleyen Müslüman genç bilmelidir ki; Allah'tan ve O'nun zikrinden gafil olmak belaların en büyüğüdür, felaketlerin en korkuncudur. Çünkü Allah'ı unutmak, Allah tarafından terk edilmek olacaktır.
Reklam
Zühri (Radıyallahu Anh)'dan rivayet edi- len bir hadis-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallahu Aley- hive Sellem) şöyle buyurmuştur: "Herkim üç kere: لا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ سُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ السَّمَوَاتِ السَّبْعِ وَرَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ 'Halîm ve Kerîm olan(; kullarına ceza vermekte aceleci olmayan ve çok büyük lütf-u kerem sahibi olan) Allâh-u Teâlâ dan başka hiçbir ilah yoktur. Yedikat göklerin Rabbi ve büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ı (tüm noksan sıfatlardan tenzîh ve) tesbih ederim.' derse, Kadir Gecesine yetişmiş kimse gibi olur."
Sayfa 375Kitabı okudu
Subhanallahi ve bihamdihi...
Rabbini hamd ile tesbih et. Sübhanallah de. Elhamdülillah de. Rabbini hep gündemde tut. Rabbini hep yücelt. Hep O'nu noksan sıfatlardan tenzih edip mükemmel sıfatların sahibi kabul et. Ve Rabbine secde edenlerden ol. Rabbine boyun büküp O'nun emirlerine teslimiyet gösterenlerden ol. Namaz kılanlardan ol. Tüm bedenine Allah'ın karıştığını, tüm hayatında Allah'ın egemen olduğunu ortaya koyanlardan ol. Rabbine ibadet et. Tüm hayatını Rabbin için yaşa. Tüm hayatında O'nun kulu ve kölesi olduğunu unutma. Ta ki sana ölüm gelinceye kadar. Rabbinin ölüm yasasına teslim olup, O'nun huzuruna gelmek üzere bu dünyadan göçeceğin ana kadar hep kullukta ol. Bir an bile O'na kulluktan uzak olma. İşte senin görevin budur. Senin görevin bu şekilde bir kulluk ve Müslümanlıktır, hayatını Allah için yaşamaktır.
Dilin İbadeti
DİLİN İBADETİ: ZİKİR “Anmak, hatırlamak” anlamındaki zikir, Rabbimizi anarak gaflet ve unut- maktan kurtuluş manasına gelen bir ibadettir. Kur’an’ın birçok ayetinde zikir yaratıcıyı övme, eksiklerden tenzih etme ve büyükleme anlamlarında geçmektedir. Yüce kitabımızda Allah’ı zikretmenin her şeyden üstün olduğu (Ankebût, 29/45) vurgulanarak, O’nu içten yakarışla ve kısık sesle sabah akşam çokça anmamız (A‘râf, 7/205) bizden istenmektedir. Zikir dil veya kalple ya da her ikisiyle yapılır. Ayrıca dille zikir ibadetinin yüksek sesle ve gizlice yapılması mekân, zaman ve kişilerin durumuna göre değişebilir. Dilimizi kötü sözlerden uzak tutarak Rabbimizin hoşnutluğuna vesile kılmak tesbih, hamd, tekbir gibi dille yapılan zikir çeşitleriyle mümkündür. “Yalnız beni anın ki ben de sizi anayım.” (Bakara, 2/152) ayeti ve “Kulum beni bir toplulukta anarsa ben de onu daha hayırlı bir toplulukta anarım.” (Buhârî, Tevhîd, 15) kudsî hadisi de zikrimizin Allah’ın bizi anmasına sebep olduğunu müjdelemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Onların Dediği Gibi Deyin-5...
Yûnus'un söylediği gibi söyleyin: “Sen’den başka bir ilah yoktur. Sen’i tenzih ve tesbih ederim. Doğrusu ben, zalimlerden oldum.” (Enbiya 87)
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) meclisten kalkmak istediğinde son söz olarak şöyle dua ederdi: “Sübhanekellahümme vebihamdike eşhedü en la ilahe illa ente esteğfiruke ve etubu ileyke = Allahım seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah olmadığına şahitlik ederim, senden bağışlanmamı diler ve sana tevbe ederim.” Bunun üzerine bir adam: - Ey Allah’ın Rasulü şimdiye kadar söylemediğin sözleri söylüyorsun, dedi. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)’de: “Bu söylediğim sözler mecliste işlenen hatalara ve kusurlara keffarettir” buyurdu. (Ebu Davud, Edeb 27)
Sayfa 370Kitabı okudu
708 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.