Daha yürekli kocalar, kadını vurduktan sonra tabancayı kendi şakağına dayayıp intihar ediyordu. Besbelli Yusuf onlardan değildi. Şimdi bir sürü ceza indirimiyle hapse girecek, orada -ağır mahkum, leşi var diye- el pençe divan, saygıyla karşılanacak, birkaç yıl yatıp çıktıktan sonra da muteber bir yurttaş olarak hayatına devam edecekti. Belki de daha önceki iki karısını öldürdüğünü, hapis yattığını söyleyerek televizyondaki evlenme programına çıkıp yeniden evlenmek istediğini söyleyen yaşlı adam gibi davranacaktı. Adet böyleydi; onlara kader kurbanı deniyor, anlayış gösteriliyordu. Duvara ''Kahrolsun hükümet'' yazdığı ya da okulda Deniz Gezmiş şiiri okuduğu için anti terör yasasına göre örgüt elemanı gibi gösterilip otuz yıla mahkum edilen gençler, öğrenciler gibi tehlikeli değildi toplum için.
Sayfa 290Kitabı okudu
Aranan Kalp
“DERHAL BULUN!” demiş patronları, “Nasıl bulduğunuz da, ne kadar masrafa mal olduğu da önemli değil, bulun, kalp bulun bana!” Adamları da aramışlar. Güya doktor en sağlıklı kalbin atletik gençlerde olduğunu söylemiş ama onlar abartmışlar, yeni ergen olsun, erkek olsun, sportmen olsun, sağlıklı olsun, şöyle olsun, böyle olsun... Patron kesenin
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Bir Ötekileştirme Projesi - Dr. Senai Demirci
"Tasavvuf" ya da "Sufizm", modern zamanlarda, İslam'ın dışında, hatta İslam'ın yerine kullanılmaya başlandı. Batı'nın kolektif bilinçaltında, "terör" ve "şiddet"le eşleştirilen İslam, ne yazık ki, "sufism" etiketiyle öteleniyor, ötekileştiriliyor. İslam'ın ta kendisi olan "huzur",
126 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Terör nerede olursa olsun acı ve üzüntüden başka bir şey getirmiyor. Bir baba, geride kalan küçük bir çocuk ve terör kurbanı bir anne... Kitabın en üzücü yanı bütün bunların yaşanmış olması, 13 Kasım 2015’te bir rock konserinde yazarın eşi gibi bir çok masum insan teröristler tarafından katledilmişti... Gerçek, travmatik, üzücü ama bir o kadar güçlü bir hikaye. ‘Oğlum ve ben tüm ordulardan daha güçlüyüz.’
Nefretimi Alamayacaksınız
Nefretimi AlamayacaksınızAntoine Leiris · Kafka · 2016318 okunma
BİR ORTADOĞU MASALI Bilirsiniz belki, aslında Ortadoğu diye bir yer yoktur. 19. yüzyılda başlar hikayesi… Yine bir İngiliz masalı olarak… Bir varmış, bir yokmuş, İnsanlar koyun olunca Kurtlar da çoban olmuş başlarına 6 milyarlık sürüyü, boy boy, soy soy ayırmışlar. Aralarına sınırlar koymuşlar. Yüksek yüksek, derin derin sınırlar. Sınırlar
Faşist iktidarlar terörü tüm topluma yayıp tüm toplumun fertlerini de bu bütünlükçü teröre dahil ederler. Bu, şu anlamı taşımaktadır: Bireyler, potansiyel terör uygulayıcıları oldukları kadar her zaman ve her yerde terörün kurbanı da olabilirler.
Sayfa 412 - Mehmet OkyayuzKitabı okudu
Reklam
124 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.