...14 Temmuz 1683 Çarşamba günü Viyana önüne gelindi. ... Viyana üzerine yürünmesi kararı alındığında Sadrazam ( Merzifoni) Kara Mustafa Paşa(Köprülü Mehmed Paşa'nın damadı), ordunun Viyana'ya doğru gidişini IV. Mehmed Han'a bir telhisle(sadrazamın padişaha sunduğu bir düşünce hakkındaki özetleme)bildirdi. Telhisi götüren İsmail Ağa, Belgrad'a gelerek huzura kabul olunup arizayı(yüksek makama sunulan dilekçe, bilgi notu) takdim edince, vezirazamın kendisini danışmadan Viyana'yı muhasaraya (kuşatmaya) karar verdiğine hayret eden padişah: " Kasdımız, Yanık ve Komaran kaleleri idi. Beç( Viyana) Kalesi dilde yoktu. Paşa ne acip saygısızlık edip bu sevdaya düşmüş. Hoş imdi Hak Teala asan(kolay) getüre. Lakin önceden bildirseydi rıza vermezdim," diye teessüflerini bildirip bu emr-i vakiyi istemeyerek kabul etti. ... Kanuni Sultan Süleyman'ın Viyana'yı kuşatmasının üzerinden yüz elli dört sene geçmişti.
Sayfa 299 - Timaş
Allah Resûlü aleyhissalatü vesselam şöyle buyurmuştur: "Ey Müslümanlar! Allah teala'ya karşı gelmekten ve akrabalık bağını koparmaktan sakının. Bilin ki, akrabalığı gözetmenin sevabıyla zulmetmenin cezası çabuk verilirler. Özellikle anne ve babaya saygısızlık etmekten sakının. Çünkü bu saygısızlığı yapanlar, bin sene uzaktan duyulabilen cennetin kokusunu bile almazlar."
Reklam
Osmanlı'nın Yönetim Şekli Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti
Hayat devam ettiği sürece insanoğlunun hataları da devam edecektir. Her hatadan sonra Rabbimize dönüp ondan bizi affetmesini dilememiz bizden istenen bir kulluk görevidir. İki de bir tövbe etmenin Allah Teâlâ'ya saygısızlık olduğu sanılmamalıdır. 422 numaralı hadiste görüleceği üzere insan kaç defa günah işlerse işlesin, her defasında Allah'a el açıp “Allahım günahımı bağışla!" diye yalvardığı zaman merhametli Rabbimiz onu reddetmez; aksine "Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden ve günahından dolayı kendisini hesaba çekecek olan bir Rabbi vardır buyurarak onu bağışlar.
Öte yandan Viyana üzerine yürünmesi kararı alındığında Sad­razam Kara Mustafa Paşa, ordunun Viyana'ya doğru gidişini IV. Mehmed Han'a bir telhisle bildirmişti. Telhisi götüren İsmail Ağa, Belgrad'a gelerek huzura kabul olunup arızayı takdim edince, veziri­azamın kendisine danışmadan Viyana'yı muhasaraya karar verdiğine hayret eden padişah: "Kasdımız, Yanık ve Kamaran kaleleri idi. Beç (Viyana) Kalesi dilde yoktu. Paşa ne acip saygısızlık edip bu sevdaya düşmüş. Hoş imdi Hak Teâlâ âsân getüre. Lakin önceden bildirseydi rıza ver­mezdim;' diye teessüflerini bildirip bu emr-i vakiyi istemeyerek kabul etti.
Sayfa 299 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Miraç
MİRAÇ merdiven gibi yukarı çıkılacak,uruc edilecek alet manasındadır.Resulallah (S.A.V) Hazretler mübarek vücutları ile Kuds-i Mübarekeden semaya cevahirden bir merdivenle ve canlı olarak uruc ettiklerinden SAHİBİL MİRAC manası,enbiya ve mürselin,hazeratından ancak kendilerine mahsus kılınmıştır.Muhammed (S.A.V) efendimizin mübarek miracının
Reklam