Bizim zamanımızda önce ÖSS sonra ÖSYS vardı , biri seçme diğeri yerleştirme sınavıydı. Yani ÖSS ile öğrenci seçilir , ÖSYS ile Öğrenci(ye) yerleştirilirdi. İlk sınavı başarıyla geçmiştim , artık yerleştirilmeye hazırdım. Bu sınav hayatımın belki de en önemli sınavıydı. Boru değil on iki sene okul okumuş , dershanelere milyarlar ödenmiş , bin türlü sıkıntı çekilmiş ve bu güne gelmiştim. Şimdi bakıyorum da hayat ne zormuş lan , ergenlikle mi baş edeyim sınavlarla mı boğuşayım , kız mı kovalayayım test mi çözeyim , sivilce mi sıkayım yanlış şıkkı mı eleyeyim? Şimdi insanın önündeki takribi elli yılı etkileyecek , geride bıraktığı on yedi yılı da silip süpürecek üç saatlik bir sınavın saçmalığı ayrı bir yazının konusu. Ben izin verirseniz şu hayati sınava yoğunlaşayım , yanlış şıkları eleyip doğru cevabı bulayım.
Test edilmekten sonunda gına gelince bir güç veda etmiştim ona. Yola baş koymayan bir yoldaşla yürünmez ki. Kimseyi zorlamamalı hayatta, kendinden başka.
Reklam
" Bu olay bir nedenle gerçekleşti. Belki şu anda bunu göremiyor olabilirsin ama yaşadığımız her olay ileride oluşacak bir sonucun aracı ya da nedenidir. Kimileri belki de senin öğrendiklerini test etmenin bir yoludur bu."
Sayfa 309Kitabı okudu
İnsanlar aşık olduklarında birbirlerine söyleyecek çok şeyleri varmış gibidir, telefonun başında o kadar uzun süre kalırlar ki ahizeyi tutmaktan elleri, dinlemekten kulakları yorulur. İnsan yaşadığı günün en önemsiz ayrıntılarını bile anlatma yönünde bir zorlanma hisseder, hem bir test olarak -iş yerinde kimsenin dinlemeyeceği bütün bu şeyleri gerçekten dinlerse, bana gerçekten önem veriyor demektir- hem de bir baştan çıkarma retoriği, kişinin yaşadığı her ayrıntıyı bir macera ya da bir eğlence haline getirme girişimi olarak.
Sayfa 102 - Ayrıntı Yayınları, 1997Kitabı okudu
14 yıl okuyup da bilgisi çözdüğü sadece test kitaplarından, okuduğu bilgilerden ibaret olan, nice zeki sayılan, tam bir aptal sürüsü bulunmakta şu ülkede.
40-50 katlı ucubelerle sahillerimizi kapatanlar,dalga seslerini duymamızı çok görenler,denizlerimizden uzanıp gelen meltemlerin tatlı esintisini kesenler,güneşimizi karartanlar,Çiçoni nin mezar yerini sana satanlardır.Masum otopark değnekçileri olarak başlayan ve bu dünya güzeli şehri,işgal arazisine kurulmuş dev bir otoparka çevirenler bunlardır.Ağaçtan elma toplayamayan,toprağa düşüp dizlerini çizdirmeyen ,kanatmayan,komşu bahçeden erik çalamayan mutsuz ve çoktan seçmeli test kağıtlarına gömdüğümüz çocuklarımızın kadersizliğinin sebebi de bunlardır...
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.