Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düğün Pastası
İslam adına konuşanların bile düğünlerinde görmüşsünüzdür. Devasa düğün pastası olmazsa olmaz. Bir internet sayfasında okumuştum, düğün pastasının nereden geldiği anlatılıyordu. Tahmin edelim nerden: İngiltere’den... Zaten düğün pastası bizden olmadığına göre nerden olduğunun da pek önemi yok. Fakat şunu belirtmeliyim ki, Batıdan ne varsa alma hastalığından kurtulmamız lazım. Onların yaptıkları, Müslümanların düğünlerinde en vazgeçilmez bir şey olarak duruyor. Mesela bir gelinlik olmazsa o düğün biter. Bunu test edelim, bize hak vereceksiniz. Kendi küçük çevremizden bile bu yönde duyduğumuz onlarca hadise var: “gelinlik herkesin önünde giyilmesin” denildi diye daha başlamadan biten düğünler biliyoruz.
“The hardship of the exercises is intended less to strengthen the back than to toughen the mind. They say that any army may win while it still has its legs under it; the real test comes when all strength is fled and the men must produce victory on will alone.” ¢---⋆Σ “Egzersizlerin zorluğunun amacı sırtı güçlendirmekten ziyade zihni güçlendirmektir. Her ordunun ayakları hâlâ altındayken kazanabileceğini söylüyorlar; gerçek sınav, tüm gücün tükendiği ve erkeklerin yalnızca iradeyle zafer kazanmaları gerektiği zaman gelir.
Reklam
Öfke yaratan düşüncelerle ilgili diğer bir karakteristik çarpıtma zihin okumadır diğer kişinin neyi niçin yaptığını işinize gelecek biçim de yorumlarsınız. Bu hipotezler çoğu zaman yanlıştır, çünkü diğer kişinin gerçek düşüncelerini ve algılarını yansıtmazlar. Kızgınlığınız yüzünden, kendinize söylediğiniz şeyi test etmek aklınıza gelmez.
" Test usulü imtihan tıp ve psikoloji uzmanlarının dediği gibi deha sahibi çocukların aleyhinedir. Türkçe üsluba hatta hiçbir dilin üslubuna değil, kutu doldurmaya önem verilmektedir. İki-üç yıl süren dershane eğitimi öğrencinin en verimli zamanında onu sanatla, müzikle, edebiyatla, resimle, sanat tarihiyle, hatta sporla bile ilgisini kesmektedir. İfade güçleri acınacak hale düşmektedir ve üstelik üniversiteden sonra genel kültür verecek, onları canlandıracak ara eğitim kademeleri de düşünülmediğinden ortaya çıkan kuşakların uzman olsalar da geniş bilgili olamayacakları açıktır."
Sayfa 242Kitabı okudu
Bu kötümser düşünceleri test ederseniz, gerçeğin ne olduğunu keşfedebilirsiniz.
Yeni olan her şey kolaylıkla yeni bir rahatsızlığa dönüşebileceği için her zaman sorgulanmalı ve dikkatle test edilmelidir...
Reklam
Ancak Hollywood'da senaryo danışmanlığı, senaryo yazarlığı yapan Christopher Vogler, Joseph John Campbell'in çalışmasının ana fikrini derli toplu, pratik ve kullanılabilir hale getiren bir eser kaleme alır: Yazarın Yolculuğu. Bu esere göre bir filmin kahramanının yolculuğundaki aşamalar şöyledir: 1. Sıradan Dünya (Kahramanımızı kendi özel dünyasında neye benzer?) 2. Maceraya Çağrı (Kahramanımız bir çağrı alır.) 3. Çağrının Reddi (Kahraman çağrıyı reddeder. Niye?) 4. Rehber (Bilge rehber ile karşılaşma.) 5. İlk Eşiği Geçme (Kahra- manın geri dönüşü olmayan eşiği geçmesi.) 6. Sınavlar, Müttefik- ler ve Düşmanlar (Diğer karakterler kahramanı nasıl etkiler?) 7. Yaklaşmak (Kahramanın çabaları sonucu başarılı mı olur başarısız mı?) 8. Çile (Hikâyedeki ölüm kalım noktası.) 9. Ödül (Kahraman ödülünü hak eder.) 10. Dönüş yolu (Kahramanın olağan dünya- sına dönüşü.) 11. Diriliş (Son test.) 12. Ödülle eve dönüş (Bilge kahraman evine döner.)
Batı ülkelerinin su kaynaklarını test eden bilim insanları her seferinde suda antidepresan buluyor, çünkü bu ilaçları kullanıp boşaltan o kadar fazla insan var ki her gün içtiğimiz sudan süzülmeleri mümkün olmuyor. Bu ilaçların içinde yüzüyoruz düpedüz.
Mikrodalga Fırın
Ateş olmadan yemek pişiren mikrodalga fırında kullanılan mikrodalga enerjiyi üreten elektrik tüpleri -magnetron- İngiltere'de Sir John Randall ve Dr. Harry Boot tarafından 1940'ta icat edilmişti. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'nin radar savunmasını güçlendirmek için çalışan bilim adamları magnetron kullanıyorlardı. 1946'da magnetron tüpünü test ederken, Dr. Percy Spencer pantolon cebindeki çikolatanın erimiş olduğunu gördü. Tüpün ısı ürettiğini bilmekle birlikte, ne kadar yakınını ne derecede ısıttığını ölçmek için önce mısır tanelerini tüpün yanına koydu ve patladıklarını gördü. Ertesi gün laboratuvara yumurtayla gelen Spencer, yumurtaların kabukları patlayacak biçimde hızla piştiklerini gördü.
Sayfa 122
Hindistan
Yogiler cinsellikle, Marea'nun şehvetli bir keyifle tasvir ettiği tuhaf dini törenler sergiledikleri "kiliseler" inde veya " manastırlarında karşılaşıyorlardı. İçlerinden "putlar" ına hizmet edenlerden biri öldüğünde, ona halef olmak isteyenler manastıra girip çok sayıda genç kızın sıcak ve tatlı okşayışları karşısında çelik iradelerini test ediyorlardı.
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından satışına onay verilen, ineklerdeki süt verimini yüzde 30 artıran kısaca "rBGH" olarak tammlanan "posilac" hormonu ile ilgili yapılan çalışmaların ye­tersiz olduğunu açıkladı. Bırakın inekleri insan sağlığına yönelik hiç araştırma/test yapılmamıştı! En az iki yıl yapılması gereken testler, farelerde bile 90 günle sınırlı tutulmuştu! Oysa. Bu hormon ineklerde yürüme zorIuğuna sebep oluyordu.Keza... Bu hormon inekte "IGF-l" adı verilen başka hormonu artırıyor ve bu da hayvanda kansere yol açıyordu. İtibarıyla hayvamn sütü ve eti erkeklerde prostat, kadınlarda meme kanserine sebep oluyordu.
Sen mucizesin”)
Diğer mucizevi özelliklerini bir kenara bıraktığımızda bile DNA’nın bilgi depolama kapasitesi inanılmaz. 2012’de Harvard’da, George Church’un liderliğinde yapılan bir araştırma ekibi 50.000’den fazla kelimeye sahip bir kitabı DNA zinciriyle şifreledi ve sonra onu hiç hata olmadan okudu. Moleküler biyolog olan Church, kitabın bir milyar kopyasının bir test tüpünde depolanabileceğini ve yüzyıllarca tekrar erişilebileceğini söylüyor ve ekliyor: “Başparmağınız büyüklüğünde bir cihaz, tüm internet kadar çok miktarda bilgiyi depolayabilir.”
Paul Atreides sadece gezegeni kurtarmak istemişti
Peki burası senin olsa ( ekolojik test istasyonu ) ne yapardın? "Bu gezegeni insanlara uygun hale getirirdim" dedi. Kynes " Belki de... Onlara bu yüzden yardım ediyorum " diye düşündü.
Sayfa 305 - İthaki
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi / FDA henüz bu tavukları sağ­lık açısından test etmemişti. Ve henüz test edilen tavukların yüz­de 50'sinin karaciğerinde "inorganik arsenik" bulunduğunu ve bu maddenin kanserojen kimyasallar arasında en zehirlisi oldu­ğunu açıklamamıştı. Tavuk yemine "arsenik"in kasten konulmadığını mı düşünü­yorsunuz? Mesele sadece tavuk katliamı değil, anlamıyor musunuz?
Test merkezi benim daha önce düşündüğüm gibi bir hayvan hastanesi deyilmiş. Orası bi bilim labortuvarıymış. Bilim ne demek bilmiyorum ama ben bu deneyle bilime katkıda bulunuyomuşum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.