İslâm inanç sistemi her ne kadar gerçek bir inanç sistemi ise de uygulamayı gerektiren pratik bir hayat sistemini temsil etmektedir. O nedenle hayalî ve lahuti bahislerin dar kalıplarına sokulamaz.
Sayfa 35
...Bu bir fiili kıstastır, mizandır. Herkes kalbinde tevhid inancının mı, yoksa paslandığı için net görüntü vermeyen ayna gibi şirke bulanmış bir inancın mı var olduğunu bununla test edebilir. Ruhumuz, hissiyatımız, duygularımız hangi âlemlerde dolaşıyor, hangi mekanlarda konaklıyor, hangi dallara konuyor? Hangi şeylerle huzur ve sükûn buluyor? Cenab-ı Hak'la mı, yoksa başka şeylerle mi? Kur'an okurken mi rahatlıyor, yoksa ne olduğu bilinmeyen manzaralar karşısında mı? Câmide mi huzur buluyor, yoksa bunun zıddı mekanlarda mı? Secdede "Benim yüce Rabbim sübhândır" derken mi ruhu itminâna eriyor, yoksa ne dediği, nereye baktığı, neyi dinlediği, neyi düşündüğü belli olmayan mezbelelik alanlarda mı? Bu soruların cevabı, âyet-i kerîmenin ışığında bizim mânevî haritamız hakkında net sonuçlara ulaşmamızı sağlayacaktır. -Ömer Çelik / Hakk'ın Dâveti Kuranı Kerim Meâli ve Tefsiri Cilt 4
Sayfa 332Kitabı okudu
Reklam
Kalem sahibi kimseler birçok nüyük işleri başarabilirler.Ancak fikirlerinin yaşaması pahasına kendilerini feda etmeleri şartıyla... HAK bildikleri şeyin HAK olduğunu,yılgınlık göstermeden söyleyip, gerekirse bu uğurda başlarını vermeleri şartıyla...
Siz ona (Resûl’e) yardım etmezseniz, muhakkak Allah ona yardım etmiştir. Hani kâfirler iki kişiden biri olarak onu (Mekke’den) çıkarmışlardı ve ikisi mağaradayken arkadaşına (Ebu Bekir’e): “Üzülme! Allah bizimle beraberdir.” demişti. Allah onun üzerine (güven veren ve kalbini yatıştıran) sekinetini indirmiş, görmediğiniz ordularla onu desteklemiş ve kâfirlerin sözünü (şirke davetlerini) en alçak kılmıştı. Allah’ın sözü (tevhid daveti) ise en yüce olandır. Allah (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (9/Tevbe, 40)
96 syf.
8/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Martılar üzerinden benim gibisini düşünen oldu mu bilmiyorum ama aklima daveti çok yanlış anlaşılmış peygamberler (misal hz. Isa) ve öncü alim insanlar geldi. Diğer martilardan ayrilarak yalniz bir ve tek olan Allah'a iman edip, kapitalist dünyanın modern koleliginden yuz çevirmiş bir martının kendini ve Islami bulmasıyla gozlerinin gerçekten gördüğü, kulaklarının gerçekten işitmeye başladığı anı epey guzel anlatmış. Tabi şeyh uçmaz murid uçurur misali, bu martıya da arkalarindan gelenler farklı bir konum atfetmisler. Tıpkı Abdulkadir Geylani'nin muvahhid bir muslumanken, bırak öyle şeyhin önünde gassalin önündeki mevt gibi durun dusturunu, bunlara karşı çıkan biriyken ondan sonra insanların onu bu kaliba sokmasi gibi trajik bir öykü bu martininki de. Kitabi okuyanlar bu hanim ne diyor deseler de ben kitabı hep bu açıdan okudum. Konusu tabiki Islam ve Tevhid değil. Ama napayim tevhidi bilince her olayı tevhide benzetmeden duramıyorum. Fahrenheit 451'de de aynısını hissettiydim ama yazmadiydim. Bunda yazdim rahatladim :)
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,8bin okunma
Ramazan
Son gecesinde bize bayram sabahını va’deden bu güzel ayı hürmetle selâmlayalım: Medeniyetin kalpsiz yaşadığı şu elîm günlerde biz hiç olmazsa yirmi dokuz yahut otuz gün bütün kalbimizle -tâbir câizse- bir hayat-I âhiret yaşayacağız. Aramızda hâlâ dinin lezzet-i kudsiyetini tadan süedâ-yı memleket vücutlarının bütün metâlib-i behîmesini ezerek,
Reklam
148 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.