Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Thomas Müntzer: Kellesi uçurulana kadar
O, yaşamının sonuna kadar herkesin bir işe sahip olduğu, sınıfların ve farklılıkların olmadığı mülkiyet eşitliğine sadık kaldı.
Sayfa 306Kitabı okudu
Zwingli, Koppel'de, savaş alanında can vermiştir, Thomas Müntzer ise puta tapanların ve Çinlilerin bile akıl edemeyecekleri korkunç işkencelerle öldürülmüştür. Anabaptistler, dilleri koparıldıktan sonra sırığa bağlanıp ateşte kızartılmaktadır; kiliseler yağmalanmakta, kitaplar ve kentler yakılmaktadır.
Sayfa 196 - Can Yayınları, ModernKitabı okudu
Reklam
Ne var ki Luther yaradılışındaki bir adamın asla dayanamayacağı bir durum çıktı ortaya; cahil halk ona değil, kendisine en çekici şeyleri müjdeleyen sese, Thomas Müntzer'e ve komünist din bilginlerine kulak verdi.
Sayfa 175 - Can Yayınları, ModernKitabı okudu
Erasmus, Jirondenleri; Luther, Robespierre'cileri, Thomas Müntzer ve yandaşları da Marat'cıları temsil ediyorlardı. O güne dek tartışılmaz önder olarak kalmış olan Luther, bir anda iki cepheye karşı, aşırı ılımlılar ile aşırı atılganlara karşı savaşmak, Almanya'nın yüzyıllardan bu yana yaşadığı en korkunç ve kanlı ayaklanma olan bu toplumsal devrimin sorumluluğunu yüklenmek zorunda kalmıştı.
Sayfa 174 - Can Yayınları, ModernKitabı okudu
Şövalye ruhu, bu köylü savaşçıya tümüyle yabancıdır. Artık yenilmiş olan düşmana bile ne soylu davranır ne de acıma duyar, savunmasız yerde yatmakta olana bile gözünü kan bürümüşçesine vurmayı sürdürür. Thomas Müntzer ve on binlerce köylü iğrenç bir biçimde öldürüldüklerinde sevinç çığlıkları atar ve açıkça "onların kanının sorumlusunun kendisi olduğunu" söyleyerek övünür.
Sayfa 122 - Can Yayınları, ModernKitabı okudu
Hus, alevlerin içinde yitip gider; Girolamo Savonarola, Floransa'da yakılır; en koyu bağnazlığın temsilcisi Calvin, Miguel Servet'i ateşe atar. Thomas Müntzer'in etleri kızgın kerpetenlerle kopartılır; John Knox, gemisinde çarmıha gerilir; Luther, imparatorun yüzüne, "Başka türlü davranmam olanaksızdır!" diye bağırır. Thomas More ve John Fisher, başlarını celladın kütüğüne koyarlar - tümü de unutulmaz kahramanlardır; inançları uğruna yaptıkları çılgınlıkları sonuna değin savunur, acılarının sarhoşluğuna kapılıp kaderlerinde yücelirler. Ama geçtikleri yerlerde din savaşlarının alevleri yükselir, ...→
Sayfa 31 - Can Yayınları, ModernKitabı okudu
Reklam
Thomas Muntzer ️
Az sonra Muntzer ölecek... Sonra balta yükseldi. Yüzlerce surat o tarafa bakıyordu. Dehşet içinde izliyorlardı, olanları tam olarak anladıklarından emin değillerdi. Dilenciler, debbağlar, orakçılar, zavallı herifler bakıyorlardı, bakıyorlardı! Peki ne gördüler? Büyük bir mihnet altında küçük bir adam gördüler. Bedeni zincire vurulmuş kendileri gibi bir adam. İnsan ne kadar da küçük, kırılgan ve şiddetli, değişken ve katı, coşkulu ve ıstırap dolu. Bir bakış. Bir yüz. Bir deri. Birden balta indi, boynunu biçti. Ah! Ne kadar ağırdır bir kelle, birkaç kilo kemik ve pelte. Ve nasıl kan fışkırır ondan! Kellesi kazığa geçirilecek. Bedeni idam sehpasının üzerinde sürüklenip köpeklere atılacak. Gençlik sonsuzdur, eşitliğimizin sırrı ebedîdir ve yalnızlık olağanüstüdür. Şehitlik ezilenler için bir tuzaktır; arzu edilesi sey zaferdir. Anlatacağım.
Sayfa 52 - CanKitabı okudu
Luther'in yazılarıyla yapmak istediğini, Pfeiffer vaazlarıyla, Thomas Müntzer köylülerle, Hans Hergot ise rüyalarıyla gerçekleştirmek istedi.
Thomas Müntzer babasıyla aynı yerde
Ve şimdi Thomas Müntzer babasıyla aynı yerde. Sonunda kendini orada, kalabalığın ortasında, zincire vurulmuş halde bulmak korkunç bir şeydi muhakkak. Ne düşünüyordu bilmiyorum. Kuşkuyu, ihaneti, inkarı reddediyorum. Önemi yok. Nefret beslemeyi bilmediği için, varoluşunun sebeplerini kendisinden bu kadar uzakta aradığı ve kinini kekre bir inanca dönüştürdüğü için = İşaretinin anlamını ve ekmek ya da özgürlüğün ancak onu söküp alarak elde edilebileceğini derinden hissettiği için kendini orada bulmuştu işte.
Sayfa 51 - Can Yayınları, İstanbul, 2021Kitabı okudu
Thomas Müntzer, gür bir sesle konuşuyor, kitaplardan değil ancak yürekten çıkabilecek keskin sözler söylüyordu.
Sayfa 27 - Can Yayınları, İstanbul, 2021Kitabı okudu
Reklam
Thomas Müntzer'in Hikayesi
"Neşeliydim fakat ancak korkunç acılar ve umutsuzlukla ulaşılır Tanrı'ya."
Hus, alevlerin içinde yitip gider; Girolamo Savonarola, Floransa'da yakılır; en koyu bağnazlığın temsilcisi Calvin, Servet'i ateşe atar. Herkes, kaderinin hazırladığı trajediyi yaşar. Thomas Müntzer'in etleri kızgın kerpetenlerle kopartılır; John Knox, gemisinde çarmıha gerilir; Luther, imparatorun yüzüne, Başka türlü davranmam olanaksızdır! diye bağırır. Thomas More ve John Fisher, başlarını celladın kütüğüne koyarlar. Tümü de unutulmaz kahramanlardır; inançları uğruna yaptıkları çılgınlıkları sonuna değin savunur, acılarının sarhoşluğuna kapılıp kaderlerinde yücelirler. Ama geçtikleri yerlerde din savaşlarının alevleri yükselir, iç çekişmelerde yakılıp yikılan şato ve kaleler, her bağnaz kafanın ayrı biçimde yorumladığı Hazreti İsa'nın ne denli kirletildiğine tanıklık eder.
Erasmus'a özgü kader, şimdi Luther'in önünde uzanmıştı. Onun tümüyle ruhsal ve dinsel anlamda söylediklerini geniş kitleler ve bu kitlelerin bağnaz önderleri, Luther'in deyişiyle "maddi" anlamda, kışkırtıcı anlamda alıyorlardı. Bir dalganın ötekini izlemesi ve yutması, devrimin yapısının değişmez gereğidir; bu kargaşa içinde Erasmus, Jirondenleri; Luther, Robespierre'cileri, Thomas Müntzer ve yandaşları da Marat'cıları temsil ediyorlardı. O güne kadar tartışılmaz önder olarak kalmış olan Luther, bir anda iki cepheye karşı, aşırı ılımlılar ile aşırı atılganlara karşı savaşmak, Almanya'nın yüzyıllardan bu yana yaşadığı en korkunç ve kanlı ayaklanma olan bu toplumsal devrimin sorumluluğunu yüklenmek zorunda kalmıştı. Çünkü köylü kitlesi, Luther adını yüreğine kazımış, kendisine bayrak edinmişti; bu asilere, efendilerine başkaldırmak yürekliliğini de yalnızca Luther'in imparatora ve imparatorluğa başkaldırıp bu yolda başarı kazanması vermişti. Şimdi Erasmus, haklı olarak ona, "İşte şimdi senin düşüncelerinin ektiğini biçiyoruz,” diye sesleniyordu, “sen asileri tanımak istemiyorsun ama onlar seni tanıyorlar... Bu felakete yazdığın kitapların, özellikle Almanca olarak kaleme aldığın kitapların yol açtığına ilişkin genel inancı yıkabilecek durumda değilsin."
Sayfa 174Kitabı okudu
Ne var ki tarih, yenik düşenlere karşı acımasızdır ve adil davranmaz. Ölçülü, uzlaştırıcı ve barışçı çabalar harcayanları pek sevmez. İster eylemde, ister düşüncede olsun, kendilerini delice tutkuların ve serüvenlerin kucağına atanlardır onun gözdeleri; bu nedenle tarih, kendisini sessiz sedasız insanlığa adayan bu kulunu, Erasmus'u görmezden geldi. Reform hareketinin görkemli tablosunda, Erasmus'un yeri en arkalardadır. Ön plana çıkarılanlar ise, dehaları ve inançları başlarına vuranlardır. Hus, alevlerin içinde yitip gider; Girolamo Savonarola, Floransa'da yakılır; en koyu bağnazlığın temsilcisi Calvin, Servet'i' ateşe atar. Herkes, kaderinin hazırladığı trajediyi yaşar. Thomas Müntzer'in etleri kızgın kerpetenlerle kopartılır; John Knox, gemisinde çarmıha gerilir; Luther, imparatorun yüzüne, “Başka türlü davranmam olanaksızdır!" diye bağırır. Thomas More ve John Fisher, başlarını celladın kütüğüne koyarlar - tümü de unutulmaz kahramanlardır; inançları uğruna yaptıkları çılgınlıkları sonuna değin savunur, acılarının sarhoşluğuna kapılıp kaderlerinde yücelirler. Ama geçtikleri yerlerde din savaşlarının alevleri yükselir, iç çekişmelerde yakılıp yikılan şato ve kaleler, her bağnaz kafanın ayrı biçimde yorumladığı Hazreti İsa'nın ne denli kirletildiğine tanıklık eder. Otuz Yıl Savaşları'nın, Yüz Yıl Savaşları'nın, bu cehennem görüntülerinin yıkık kentleri, yağmalanmış köyleri, Tanrı'nın gökkubbesi altında insanoğlunun hoşgörüsüzlüğünden yakınışı dile getirir.
Bütün bir dünyanın muazzam bir sarsıntıya uğraması gerek. Bu öyle bir oyun olacak ki günahkârlar tahtlarından edilecek, mazlumlar onların yerine geçecek. -Thomas Müntzer
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.