Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
içimden buhârâ geçiyor. tiflis, tahran geçiyor. beyrût, saraybosna, marakeş geçiyor. içimden kâdim medeniyetin bir yapısında aniden bir toz zerresi olmak geçiyor. diyâr diyâr gezmek durmamak.. beklememek.. rüzgarın estiği yöne doğru.. belki, yani mümkün olsa geçmişe doğru.. içimden şah-ı nakşibend hâzretle, seyyid emir külâl ile, mevlânâ hâlidî bağdadi hâzretle, bizim yûnusla, pîr sultân abdâl'la, gâlib dede'yle dost olmak geçiyor. sonra hâcı bektaşlarla, somuncu babalarla, erzurumlu emrâhlarla tanışık olmak geçiyor. içimden şeyhülislâm yahyâlarla, ibrâhim hâkkılarla.. adını unuttuğum, saymakla yetiremeyeceğim onca güzel insanla aynı mecliste olmak geçiyor. aynı mecliste olup aynı dertle gözyaşı dökmek geçiyor. uçmak, uçmak, uçmak geçiyor. koca bir medeniyeti karış karış bilmek geçiyor...
"Sen buralı değilsin herhal. Esir treni geliyor."
"Esir treni mi?" "Esir treni ya. Sen nerelisin?" "Tebrizliyim." Adam dudak büktü, Settarhan'ın dünyadan habersiz biri olduğuna hükmetmişti. Kısaca anlattı. "Osmanlı askerleridir bunlar, Kafkascephesinde Ruslara esir düşen askerler. Trenlerle Bakı açıklarında Hazar Denizi'ndeki yılanlı Nargin
Reklam
İsmail Simko, Osmanlı-İran hududunda yer alan, konfederasyon hâlindeki güçlü Şikak Aşiretinin reisiydi. Simko 1911'de Osmanlı askerleriyle muharebe- lerde savaşmıştı. Ruslar onu 1912'de, Rus Güney Kafkasya'sının başkenti olan Tiflis'e getirdiler. Orada ona madalya takıp aylık bağladılar ve Simko ile adamlarına, Rusya'nın işgal ettiği Osmanlı hududundaki İran'ın batı topraklarında güvenli yerleşim hakkı tanıdılar. Simko Osmanlı topraklarına 1913 yılında, çok önemli bir akın tertiplemeye kalkıştı ve Osmanlı güçleri tarafından durduruldu. Ardından gelen savaş sürecinde tehlike arz etmeye devam etti. Ruslar tarafından finanse edilen Şeyh Taha adındaki başka bir aşiret reisi 1913 yılında, Rusların işgal ettiği İran topraklarından saldırı tertipledi, fakat yenildi. Kendisine ve adamlarına Ruslar tarafından İran topraklarında iltica hakkı tanındı. Barzani Aşiretinin reislerinden Şeyh Abdüsselam adındaki bir Kürt dinî lider, Osmanlı güçleriyle 1910 yılından 1914'e kadar savaştıktan sonra İran'daki Ruslara kaçtı.
Sayfa 116 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
Şiir de olmasa ne yapardık? Geceye Şiir..
Hüsrev Hatemi Aşık Garip Coğrafyası 2 / Anneler Günü Birçok kentimizde uzun kavak kalmadı ki gıcırdasın, Ama benim sol yanımda sancı baki Anne! Ne olur ki? Sıram gelmiş olsun varsın 'Ben ölürsem benden daha genci var' tabii Ama Aşık Garip değil hiçbiri... Ben de olamadım, yokmuş kısmette Yaşadıkça Şah Senem'i hissettim, Gerçi Tiflis'e Tebriz'e hiç gitmedim Gitsem de bulamazdım, eminim Anne! Yunus ne dediyse hep çıktı.. 'Şeytanlar'semirdi kuvvetli oldu Zayıf olsalar ne farkederdi? Nasıl olsa onlar galip gelecekti Bundan sonra Aşık Garip olunur mu ki? Sen onu söyle Anne...
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Yitik zamanın peşinde"yim.
"İki ırmak onlar. İkisinin de birleşip büyük bir ırmağa dönüşmeden önce ayrı ayrı akıp geldikleri kumullu yataklar, mecralar, kimyalar var. Benim var olmam için birbirine doğru akmış bu iki ırmağın birleştiği yerde milyonlarca ihtimal arasında mümkünlerden bir mümkünüm sadece ben. Öyleyse mümkünümün yola çıkış anını, ırmakların kaynağını
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,3bin okunma
Çar Nikola tüm hamlelerine karşın Şeyh Şamil'i sarsamadığını anlayınca bu kez doğrudan ona bir teklif götürmeye karar verdi. Çar, Şeyh Şamil'e eğer Kafkasya'daki Müslümanları tek bayrak altında toplama sevdasından vazgeçerse kendisine en büyük makamların, rütbelerin verileceğini, başına krallık tacı giydirileceğini, Çarlık hazinelerinin ayakları altına serileceğini söyleyerek Şamil'i sarayına davet etti. Bu teklifi alan Şeyh Şamil Çar'a derhâl yanıt verdi. Büyük Müslüman lider cevabında şöyle diyordu: “Ben, Kafkas Müslümanlarının hürriyetlerine kavuşması için silaha sarılan gazilerin en aşağısı Şamil, Allah Teâlâ'nın himayesini, Çar'ın efendiliğine feda etmemeye yemin eden, özü sözü doğru bir Müslümanım. Çar ile görüşmek üzere, beni hâlâ Tiflis'e çağırıp duruyorsunuz. Davete icabet etmeyeceğimi bildiriyorum. Bu yüzden fani vücudumun parça parça kıyılacağını ve hayatımı verdiğim şu vatan topraklarında taş üstünde taş bırakılmayacağını bilsem kararımı asla değiştirmeyeceğim. Savaşacağım. Cevabım bundan ibarettir. Nikola ve köleleri böyle bilsin.”
Sayfa 18 - Şeyh Şamil
Reklam
Marco Polo (Seyahatname, I, Haz. Filiz Dokuman, İstanbul (tarihsiz), Tercüman 1001 Temel Eser, s. 22 vd.), Gürcistan'ı özetle şöyle anlatmaktadır: "Gürcistan krallıkla idare ediliyor. Krallarına da daima 'Melik Davit' diyorlar. Kralları Büyük Selçuklu hükümdarının tebaasıdır. Rivayet olunur ki, Gürcistan kralları hep omuzlarında bir kartal işaretiyle doğarlarmış. Gürcülerin çoğu Hıristiyan olup, Grek kilisesine bağlıdırlar. Çoğunluğu, din adamlarının yaptığı biçimde saçlarını örer. Gürcistan iki deniz arasına sıkışmıştır. Batısında Karadeniz, doğusunda da Hazar Denizi var. Aslında göl, fakat denizden farkı yok. Bir kıyısından diğerine on iki günde gidiliyor. Gürcistan'ın belli başlı şehirlerinden biri de Tiflis'tir. Halkının çoğu Ermeni ve Gürcü olup, pek az da Yahudi yaşıyor. Tiflis, ipekli kumaşları ve dokumalarıyla tanınmıştır.."
Sayfa 35 - Kronik KitapKitabı okudu
Bir Şii Gazetecinin tespitleri. "Biz arlanmaz, utanmaz bir toplumuz. Ve tarihi gerçekler asla unutulmamalı! 1) Şam, İran ve Irak’ı kim fethetti? Ömer bin el-Hattab, Sünni. 2) Pakistan, Hindistan ve iki nehir ardındaki ülkeyi kim fethetti?
1907 yılı haziranında Abdülhamid yönetimine karşı Selanik'te dağa çıkan Enver, şimdi yeniden tek basınadır. Enver Paşa'nın kaçınılmaz yazgısı Rusya'da sonuçlanacaktı. Üç İttihatçı paşanın yazgısı da ortaktı; Talât Paşa Berlin'de, Cemal Paşa da Tiflis'te Ermenilerce öldürülecek, Enver Paşa da giriştiği serüvenden sonra bir Bolşevik birliği ile Pamir Dağı eteklerinde tutuştuğu çatışma sonucunda can verecekti.
Bir filmler dönüyor ama hadi hayırlısı.
1514 - Çaldıran Muharebesi 1515-1517 Fırat-Dicle Seferi 1533-1536 Osmanlı-İran Savaşı 1534 - Irakeyn Seferi 1548-1549 Osmanlı-İran Savaşı Van Kuşatması 1552-1554 Osmanlı-İran Savaşı 1554 - Nahcıvan Seferi
Reklam
1917-ci il. Tiflis.
Biz hamımız türkdən öncə sünniyik, qızılbaşıq, babiyik, şafiyik, hənəfiyik, bakılıyıq, batumiliyik, şamaxılıyıq. Yolumuz millətə gedib çıxana qədər hər şeyik, hər kəsik.
Sayfa 121 - Parlaq imzalarKitabı okudu
215 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Ortaasya'dan Ortadoğu'ya...
“Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.” Türkler ve Tatarlar arasında tarih boyunca birkaç savaş yaşanmıştır. Bu savaşların sayısı net olarak belirlenmemiştir, çünkü tarih boyunca birçok farklı çatışma yaşanmıştır ve bazıları belgelendirilmemiştir. Ancak, Moğol-Türk döneminde Tataristan, Türk-Moğol
Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427
Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427Johannes Schiltberger · İletişim Yayınevi · 199746 okunma
996 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.