Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üstad Necip Fazıl’ın İstiklal Muharebesinde önemli bir rol oynayan İzmirli bir İslâm kadınıyla yaptığı şu konuşma, aslında bütün Esmaların hikayesidir: -Kaç yaşındasın, nine? - 71... - Demek İstiklâl Savaşı’nda 20-21 yaşlarındaydın... - Öyle zahir... - O günden beri çıkmadın mı köyünden? - Çıkmadım. - 50 yıldır çıkmadın ha? - 50
Sayfa 158Kitabı okudu
Benim suçum değildi evet, ama top lumdaki yerinizi düşünebiliyor musunuz? Söylediğim zaman artık oradan gitmem lazım, orada yaşayamam artık. İnsanların bakışından size karşı davranışlarına kadar her şey değişecekti… Belki de suçlayacaklardı beni, belki de yalan söylüyorsun diyeceklerdi. Bir sürü şey düşünüyorsunuz belli bir noktadan sonra. Çünkü bir işe atılmışsınız; iş hayatınız var ya da okul çevreniz var, yani bir sürü şey düşünmek zorundasınız. Bana bunu yaptılar deyip kendinizi atamıyorsunuz ortaya. Ben suçlu değilim ama bunu çok geç, 20 yaşlarımda öğrendim..
Sayfa 33 - pdfKitabı okudu
Reklam
Nitekim bu tadil teklifi Mecliste saat 20.30'da birçok mebusun "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında kabul edildi. Mustafa Kemal kendisine ait tek çekimser oya karşı Cumhurbaşkanlığına seçildi. Durum TBMM önünde atılan yüzbir pare top ile memlekete ve bütün dünyaya ilan olundu.
Düşmana mesafe zaten 20-30 adım.Tertibat şu: Tüfek yok, top yok. Süngü takılacak ve harp safı nizamında hücum yürüyüşü ile düşmanın üstüne atılınacaktı.Sonra süngü süngüye, boğaz boğaza hesaplaşma...Ve esas karar şudur: Düşman mahvedilecektir.
Alman askerler, tank gördüklerinde duydukları korkuyu çok geçmeden aştılar, çünkü tanka karşı savunma tedbirleri bulunmuştu (top ateşi) ve subayları bu araçların kurşun işlemez, hasar görmez olmadığını kanıtlamıştı. Benzer şekilde İttifak Devletleri askerleri için zehirli gazlar, bombalar ve havanlar başta dehşet verici görünüyordu, ama zamanla bu yeni tehlikelerin her biriyle nasıl baş edeceklerini öğrendiler.
Kuzeye doğru kaydırılan Albay İsmet Bey komutasındaki kuvvetlerimiz, Eskişehir'e doğru ilerlemekte olan düşman kuvvetlerini, İnönü bölgesinde karşıladı. Yunanlılarda 20.000 tüfek, 150 ağır makineli tüfek, 50 top ve 200 kılıç kuvveti bulunuyordu. Türklerde ise 6.000 tüfek, 50 makineli tüfek, 28 top ve 300 kılıç kuvveti vardı.
Sayfa 187 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ölüm Meleği Oldukça İyi Anlatıyor...
"Ancak 1939 yılı gelmişti. Eylülün ilk günü faşist Almanya, Polonya'ya saldırdı ve böylece İkinci Dünya Savaşı başladı. Lehler, işgalcilere karşı direniş göstermişler fakat Almanlar 8 Eylül'de Varşova'ya ulaşmışlardı. Varşova'nın savunması yirmi gün sürmüştü. Sonrasında, Leh Hükümeti Romanya'ya kaçmış, Polonya toprakları ise Almanlarca tamamen işgale uğramıştı. 1940 Nisan'ında faşistler Danimarka'ya ve Norveç'e girmişlerdi. Norveçliler, İngiliz ve Fransızların yardımıyla iki ay dayanabilmişler ama temmuzda teslim olmuşlardı. Sıra Belçika ve Fransa'ya gelmişti. Almanların taarruzu 20 Mayıs'ta başlamış, 28'inde Belçika ordusunun büyük kısmı hâlihazırda silah bırakmıştı. İngiliz-Fransız-Belçika askerlerinin Dunkirk'te kuşatılmasından sonra 4 Haziran 1940'ta İngilizler, Avrupa kıtasından kendi adalarına doğru kaçmışlardı. Bu sırada galipler tüm top ve tankı, 60 binden fazla motorlu aracı, yarım milyon ton kadar askeri ekipman ve cephaneyi terk etmişler, aynı şekilde 40 bin kadar asker ve subayı da tutsak vermişlerdi. İmparator Napolyon Bonapart'ın yiğit askerleri ise aynı yılın 22 Haziran'ında Fritzlere Paris'i teslim etmişlerdi. Bu gerçekten “Blitzkrieg” yani “Yıldırım Harbi”ydi."
Sayfa 42 - Kronik, 1.Baskı, Çeviri: Tibet AbakKitabı okudu
Savaş Psikolojisi
"Düşman bizi görmeden ateş ediyordu ve top mermileri Kader'in gökten düşen darbelerine benziyordu. Neden şurada olmasın da burada olsun? Bilmiyorduk, kuşkusuz düşman da bilmiyordu. O zaman acelenin ne faydası vardı ? Ölüm bizi biraz ileride de aynı kolaylıkla yakalayabilirdi. O zaman acele etmek faydasızdı; tamamen faydasız. "
Çimentepe önüne gelen 20 ingiliz zırhlısı dakikada siperlerimize 1300 top mermisi atmışlar,Tabyalarımızı cehenneme çevirmişler ama yine de ÇANAKKALE'yi geçememişlerdir. 26 Alayimızın 3. taburu 10 tane Ingiliz taburunu 32 saat yerine mihlamış ve onlara geçit vermemiştir. 4 Mart 1915 Seddülbahir'de Mehmet Çavuş tüfeği arızalanınca düşmana taşla saldırmıştır. Bu hengâmede 57. Alay Komutanı Yrb. MUSTAFA KEMAL geri çekilen askerleri görünce sebebini sormuş, onlar "atacak mermimiz kalmadı" deyince O şöyle demiştir: "Süngüniiz var ya. Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir."
Hoshin Kanri
Çoğu şirkette çok sık uygulanan Hedeflerle Yönetme/hedefleri kademelendirmeye kıyasla, Toyota'nın, başarısının sorumlusu olan HOSHİN KANRİ'yi uygulama şeklinde üç temel fark vardır. İlk fark, hoshin hedeflerinin belirlenme ve onaylanma şeklidir. Özellikle, kurum hoshini, yoğun bir veri toplama süreci ve Toyota içinde, bütün seviyelerde
Sayfa 194 - Optimist Yayınları
247 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.