Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başka milletlerin topraklarını işgal eden kumandanlardan niçin bu kadar saygıyla bahsedildiğini anlamıyorum. Büyük İskender, Anibal, Scipion, Cesar, Charlmange, Napoleon ve daha bunlar gibi binlerce kumandan, başka halkların topraklarını işgal etmekten başka ne yapmışlardır? Gerçi bu işgaller sonucunda büyük devletler meydana geliyor; ama sayısız insan da sıkıntılardan ve açlıktan ölüyor. Milyonlarca insan cahil kalıyor. Her yerde ahlâksızlık, hırsızlık, sefalet, sefahet, çatışmalar, toplumsal nefretler artıyor ve herkes kabalaşıyor. Baba serveti veya okul diplomaları sayesinde, halkın yuvarlandığı çürümüşlük ve yozluk bataklığından kurtulmuş ve sağlam zemine basabilmiş olanlardan hiçbiri, milyonlarca halktan birini bile, karanlıklardan kurtarmak için parmağını bile oynatmıyor. Bunlar cahil, sarhoş ve aç bir halktan oluş‐ muş büyük bir devletin, bataklıklar üstüne taşlardan yapılmış yüksek kalelerden farksız olduğunu bilmek istemiyorlar.
Osmanlı'nın ciddi borçlar aldığı dönemde bir yandan sarayların inşa edildiği de görülüyor bunlar zor zamanda yapıldığı için bir takım tenkitlere sebep oluyor yani devlet mekanizmasında bir çürümüşlük ve aşırı israf var mı gibi soruları hayır demek gerekir aslında saray inşası mali sorun ve değişimi ve çöküş açısından o kadar da mühim değil bu konuya tam vakıf olmadan bazı detayları bilmeden konuşuluyor. 19. asırda devlet hayatı Topkapı Sarayında yaşanamaz. Yani o çağlarda devletin evinin toplumsal olması artık mümkün değil.
Sayfa 107 - Kronik Kitap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Öyle bir toplumsal duyarlılık ki, var gibi ama yok. Öyle bir toplumsal çürümüşlük ki, yok gibi ama var.
Sayfa 155 - Yordam Edebiyat
Jarvinen'in konuşmasından
Başka milletlerin topraklarını işgal eden kumandanlardan niçin bu kadar saygıyla bahsedildiğini anlayamıyorum. Büyük İskender, Anibal, Scipion, Sezar, Charlemagne, Napolyon ve daha bunlar gibi binlerce kumandan, başka halkların topraklarını işgalden başka ne yapmışlardır? Gerçi bu işgaller sonucunda büyük devletler kuruluyor; ama sayısız insan da zorluklardan, açlıktan ölüyor. Milyonlarca insan cahil kalıyor. Her yerde ahlaksızlık, hırsızlık, sefalet, çatışmalar, toplumsal nefret artıyor, herkes kabalaşıyor. Baba serveti veya okul diplomaları sayesinde, halkın yuvarlandığı çürümüşlük, yozluk bataklığından kurtulmuş, sağlam zemine basabilmiş olanlardan hiç kimse, milyonlarca halktan birini bile karanlıklardan kurtarmak amacıyla parmağını oynatmıyor. Bunlar cahil, sarhoş, aç halktan oluşan büyük devletin, bataklık üzerine taşlardan yapılmış yüksek kalelerden farksız olduğunu görmek istemiyorlar.
Sayfa 81 - Karbon KitaplarKitabı okudu
Öğretmenler devletin yamaklarıdir ve A.... devletinin düşünsel ve ahlaksal açıdan bugün tamamen sakatlanmış olduğu, toplumsal açıdan tehlikeli karmaşa, bayağılık ve çürümüşlük dışında bir şey öğretmediği bir yerde, öğretmenler de doğal olarak düşünsel ve ahlaksız açıdan sakatlanmış ve bayağılaşmış ve çürümüş ve karmaşıklaşmıştır.
Dünya tarihini okudum. Birçok hoca ve öğretmenle gö­rüştüm. Sürekli düşünüyorum ve öyle sanıyorum ki, yeryü­zündeki birçok millet hâlâ vahşilikten kurtulamamıştır. Yalnız bugünkü vahşilik başka şekilde oluyor. Başka milletlerin topraklarını işgal eden kumandanlardan niçin bu kadar saygıyla bahsedildiğini anlamıyorum. Büyük
Reklam
Okul sınıfları erkek ya da kadın öğretmenleri tarafından müzede dolaştırılır, bu, öğrenciler üzerinde yıkıcı bir etki yapar, çünkü öğretmenler Sanat Tarihi Müzesi'ne yapılan bu ziyaretlerde öğrencilerdeki resme ve onun yaratıcılarına karşı duyulan her duyarlılığı akıl hocalığı kısıtlılıklarıyla boğarlar. Genellikle ahmak oldukları için kendilerine
"Öğretmenler daha ilkokulda öğrencilerin sanat zevkini mahvederler, öğrencilerden sanatı henüz başlangıçta söküp atarlar, onlara sanatı ve özellikle de müziği açıklayıp müziğin yaşam sevincine dönüşmesini sağlayacakları yerde. Zaten öğretmenler yalnızca sanatla ilgili olarak engelleyici ve yok edici değildirler, öğretmenler zaten her anlamda
Başka milletlerin topraklarını işgal eden kumandanlardan niçin bu kadar saygıyla bahsedildiğini anlayamıyorum. Büyük İskender, Anibal, Scipion, Sezar, Charlemagne, Napolyon ve daha bunlar gibi binlerce kumandan, başka halkların topraklarını işgal etmekten başka ne yapmışlardır? Gerçi bu işgaller sonucunda büyük devletler kuruluyor; ama sayısız insan da zorluklardan, açlıktan ölüyor. Milyonlarca insan cahil kalıyor. Her yerde ahlaksızlık, hırsızlık, sefalet, çatışmalar, toplumsal nefret artıyor, herkes kabalaşıyor. Baba serveti veya okul diplomaları sayesinde halkın yuvarlandığı çürümüşlük, yozluk bataklığında kurutulmuş, sağlam zemine basabilmiş olanlardan hiç kimse, milyonlarca halktan birini bile karanlıktan kurtarmak amacıyla parmağını oynatmıyor. Bunlar cahil, sarhoş, aç halktan oluşan büyük devletin, bataklık üzerine taşlardan yapılmış yüksek kalelerden farksız olduğunu görmek istemiyorlar.
Sayfa 81 - JarvinenKitabı okudu
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.