Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İlkel insanlar arasında tabu, bizim toplumumuzda kanun yapıcıların koyduğu kanunlara benzer. Ve örneğin, başkanların ve rahiplerin kendi mallarını ve imtiyazlarını emniyete almak için koydukları tabularda olduğu gibi, sosyal eğilimleri kabul ettirmeye yararlar.
Bazı yasakları, güttükleri amaçlarından kolayca anlayabiliriz; fakat bazı kurallar vardır ki anlaşılır gibi değillerdir; saçma ve anlamsız gibi görünürler. Bu gibi kurallara gelenek, görenek, formalite deriz. Tabu âdetlerinin de aynı çeşitliliği gösterdiğini görürüz.
Reklam
Yasakçı tabuları bulunmayan hiçbir kavim veya hiçbir uygarlık aşaması görülmez.
Kanaatimce, her psikolojik mesele yalnız kendi kendisi için değil, aynı zamanda başka nedenlerden dolayı da incelenmeye değer.
Şamanizmin kadın unsuruna istinat ettiğini gösteren bir cihet de, şamanların totemleriyle müz’leridir. Yakutlarda her şamanın İye Kila adlı bir totemi vardır İye «ana» demektir. Kila «hayvan» demektir. Bu suretle İye Kila «ana hayvanı» manasınadır ki maderî totem demektir.
Türklerde kurdun totem, sevilen bir rehber, yoldaş hayvan olması ve bu hayvanın çeşitli halklar arasındaki kültü hakkında gurt, möcek, böri etnonimleri anlatılırken daha geniş bilgi verilecektir.
Reklam
İlkellerin narsisizminin bir kanıtı olarak ele alırsak, insanların dünyayı anlayışlarının çeşitli gelişme evrelerini bireylerin libidosunun gelişme evreleriyle karşılaştırmaya girişebiliriz. O zaman animistik evrenin, gerek zaman gerekse içerik açısından, narsisizme denk düştüğünü görürüz; dinsel evre, baba ve anneye baş eğmenin anlattığı nesne bulma evresine denk düşer; bilimsel evreyse, zevk ilkesiyle ilişkisini keserek ve kendini gerçekliğe uyumlulaştırarak nesnesini dış dünyada arayan bireyin olgunluk durumuna tümüyle denk düşer. ... O halde, insanlığın kurmayı başardığı ilk dünya görüşü olan animizm psikolojik bir anlayıştı. Onu kurmak için herhangi bir bilime gerek yoktu; çünkü bilim, dünyayı bilmediğimizi ve onu bilmemiz için gerekli olan araçları aramamız gerektiğini anladıktan sonra ortaya çıkar. Halbuki animizm ilkel insana doğal ve açık geliyordu; dünyayı oluşturan şeylerin tümüyle insan gibi davrandığını, kendi özel deneyimiyle anlıyordu. O halde ilkel insanın kendi ruhunun kuruluşundaki ilişkileri dış dünyaya aktarmış olması kolayca açıklanabilir.
Sayfa 112
Bir insanın bir yasağı çiğnemesi bir başkasını aynı eylemde bulunmaya teşvik ediyorsa, tabunun bir kişiden bir nesneye oradan da bir başka nesneye geçmesi gibi, yasağa karşı itaatsizliğin de bulaşıp yayıldığını kabul etmek lazım.
Bir Güzel Ülkü
Yüreklerde kök bağlayıp yaşayan Bir güzel ülküdür gönül verdiğim. Ezelden ebede müjde taşıyan Bir güzel ülküdür gönül verdiğim. Yesi'deki kutsal aşkın mayası Malazgirt'te Alparslan'ın rüyası Söğütteki has kilimin boyası
Sayfa 78
Enseste karşı gösterilen doğal nefretin yasa tarafından yasaklandığı için doğmuş olduğunu kabul etmek yerine, ondan yana çalışan doğal bir içgüdü olduğunu kabul etmek gerekir. Yasa bunu yasaklıyorsa uygarlaşmış insanlar bu doğal içgüdülerin doyumunun toplumun genel çıkarlarına zararlı olduğunu anladığı için yasaklıyor.
Reklam
Toplum birlikte işlenen cürmün suç ortaklığına, din bunun yarattığı suçluluk bilincine ve pişmanlığa, ahlak ise kısmen bu toplumun zaruretlerine, kısmen de suçluluk bilincinin gerektirdiği kefaretlere dayanmaktadır artık.
Sayfa 156 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
... bugün tanrı olarak tapılırken, yarın bir suçlu gibi katledilebilir.
Freud'un tanrı , düşüncesinin temelinde kendi kişisel düşünceleri ve hayal kırıklıkları yer almaktadır. Freud Feuerbach'tan esinlenerek Tanrı'yı totem ve baba imgesinde “yüceltilmiş baba” olarak tanımlamış kendisinin babasıyla olumsuz ilişkisini tanrı düşüncesine yansıtarak söz konusu babayı reddetmiştir. Freud'un çocukluğunda babaya karşı olumsuz tutumu daha sonra gençlik yıllarındaki ateizminin temelini oluşturacaktır. Freud un psikanalizi keşfetmeden önce öğrencilik yıllarından beri ateist oluşu, psikanalizin onu ateizme sürüklemediğini gösteren güçlü bir tarihsel kanıttır ve böylece Freud ateizminin bilimsel olmadığı görülmektedir. Freud ateist olduğu için onun ateizmini kuramsal düzeyde psikanalitik ateizm olarak tanımlamak bu ateizmin temelinde psikanalizin olduğunu tıracağı için doğru görünmemektedir.
Sayfa 143Kitabı okudu
Yetişkinler olarak çocukları artık anlayamadığımız için onların ruhsal yaşamlarının zenginliğini ve duyarlılığını hafife aldığımız gibi, animist evrede kalmış bu halkların psikolojisini de hafife alıyor olabiliriz.
İnsanda derinden kök salmış bir içgüdünün neden bir yasayla pekiştirilmesi gerektiğini anlamak kolay değil. İnsana yemesini, içmesini emreden ya da elini ateşe sokmasını yasaklayan bir yasa yok. İnsanlar yerler, içerler ve ellerini ateşten uzak tutarlar, içgüdüsel olarak yaparlar bunu, bu dürtülerin ihlali sonucu maruz kalacakları kanuni bir cezadan değil, doğanın cezasından korktukları için. Kanunlar insanlara sadece, dürtülerinin tazyikiyle yapabilecekleri şeyleri yasaklar. Bizzat doğanın yasaklayıp cezalandırdığı şeylerin yasayla yasaklanıp cezalandırılmasına gerek yoktur zaten. Dolayısıyla, bir yasayla yasaklanan suçların, pek çok insanın doğal eğilimlerinden ötürü işlemek isteyeceği suçlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle eğilimler olmasaydı, böyle suçlar da olmazdı ve böyle suçlar işlenmeseydi, niçin yasaklanacaklardı ki?
Sayfa 131 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.