Tarık Buğra, nispeten hacimsiz denilebilecek bu romanında Cumhuriyet sonrası Türk insanının - tabii belli bir kesiminin- içine düştüğü bohemliği, hayatı sorgulayışını ve bunu da yalnızlık özelinde yapmalarını ustalıkla anlatıyor. Roman kahramanlarının her biri kendi çapında bir yalnızlık örneği sergiliyor.
Doktor Rıza Candaş, hayatla, insanlarla ve dahası yaşadığı toplumla olan ilişkilerini tümden kesmiş; kendi başarılarını, hayata tutunuşunu, hiçbir maddi ve manevi güçten yardım almadan başardığını düşünün bir karakter. Bana göre roman. aslında onun kendi nazarından diğer kahramanlara - Murad, Hürrem, Şükriye, Hüseyin Bey vs. biçtiği yalnızlık rolleri üzerine kurulmuş.
Yalnızlar herkese hitap eden bir roman mı? Bana göre değil. Ama birilerinin yalnızlık tarifine de uyacağı muhakkak.