Orta Asya'nın bozkır savaşçı toplumlarından tarihte en ziyadesiyle ses getirmiş olanlar, Türklerdir.
O bin yıldan beri aranan sancak… Ağlar bir babanın ardından, ancak. Bir-iki çocuğu nihayet beş-on, Biz şimdi öksüzüz on yedi milyon, Kadın-erkek, yaşlı-genç, çoluk çocuk, Her göz kan içinde, her beniz uçuk, Hıçkırık boradır, seldir gözyaşı; Bugün yere eğik her Türk'ün başı… O gitti, Türklük var, Türklük, Türklük var; Ruhumuzda inan, gözümüzde yaş, Acıda tek kalbiz, ödevde tek baş; Milyonlarca adım, tek hedef, tek iz; Onun davasının iradesiyiz.
Sayfa 80 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Şimdi milletin adı Türk, konuştuğu dil güzel Türkçe idi. Türklük, şerefli bir ulusluktu.
Şüphesiz, “Cumhuriyet kadını” ideal tipi, Türk milliyetçiliğini içselleştirmiştir. Onun önde gelen temsilcilerinden birisi, “biz, kadın, erkek bir tek varlığız. O varlık yüce Türk varlığıdır” vurgusuyla,2“ her okul günü sabahı varlıklarını “Türk varlığına armağan” eden çocuklar gibi, kadınların da kolektif bir Türklük içinde eridiğini dile getirmiştir. Buna karşılık, söz konusu tip, eski Türk kültür, hayat ve geleneklerinden yola çıkılarak değil, Batı toplumlarına bakılarak inşa edilmiştir.
Sayfa 703Kitabı okudu
Yeryüzünün neresine yerleşmiş olurlarsa olsunlar, İsrailli toplulukların mensûpları, kendi aralarında, yüzyıllar boyunca, "gelecek yıl Kudüs'te buluşalım/buluşacağız andını içerek aslî anayurtlarını anmış ve ona bağlılıklarını çarpıcı biçimde teyid etmişlerdir.
Belirttiğimiz gibi, Mustafa Kemal'in denetiminde hazırlanan yurttaşlık bilgisi kitaplarında da “din”in Türk milletinin oluşumunda önemli bir rol oynamadığı dile getirilmiştir.38 Onun yaklaşımına nazaran, “Türkleşir” ve “mu'asırlaşırken,” “İslâmlaşma”ya gerek bulunmamaktadır. Son unsur, onun gözünde, milletleşme kadar medenileşmenin de önündeki temel engellerden biridir. Cumhuriyet kurucusu, “Arab İslâm hukuku” kavramsallaştırmasının” ortaya koyduğu gibi İslâmiyeti, kendisini derinden etkileyen (Oryantalist,M.A)Caetani'nin görüşleri çerçevesinde, “Arap kültürünün ürünü” olarak görmüş ve onun Türklük üzerindeki olumsuz tesirlerini ortadan kaldırmanın gerektiğini varsaymıştır.40
Sayfa 656Kitabı okudu
Mustafa Kemal, İstiklâl Harbi süresince belirli alanlara münhasır kalan Türkçülüğü tedricen öne çıkartacak, askeri zafer sonrasında ise egemen ideoloji haline getirecektir. Resmi organın yayın siyaseti de bu gelişmeyi yansıtmaktadır. Başlangıçta nadir görülen, Müslüman milliyetçisi analizler denizinde adacıklar halinde kalan Türklük vurguları,” tedricen ivme kazanmış; Besim Atalay ve İzzet Ulvi (Aykurt)'un Ergenekon efsanesi, Orhun yazıtları, eski Türk topluluklarında kadının sosyal konumu, Türklerin İslâmiyet öncesi dinleri benzeri konulardaki yazıları,* Rıza Nur'un Cahun'a atıflar yapan değerlendirmeleri,* Tunalı Hilmi'nin marşları, süreç içinde gazeteyi Türkçü bir iletişim aracına dönüştürmüştür.
Sayfa 524Kitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.