Kırk üç gün gibi oldukça uzun bir zaman diliminde okudum Anna Karanina'yı ve oturup hakkında bir şeyler yazma konusunda da ciddi tereddütlerim var. Nerdeyse külliyatını hatmetmiş olmama rağmen Kont beni her seferinde ısrarla şaşırtmaya devam ediyor. Sürprizlerle dolu bir adam değil elbette kendisi, öylesine sıradan ve bu sıradanlığı ile sıradışı
Bir özlem var içimde, sen kokan Bir tutku var, durmadan büyüyen
Cadde yok, sokak yok
Bu kez, heyecanın adı bile yok.
Sensizliğim kuşatmış her anımı Sebep arama, başka sebep yok!
2005
Selam herkese
Efla kitabını okumayı çok istiyordum ve sonunda okumak nasip oldu..
Kitap size akıllardan silinmeyecek bir aşk hikayesini anlatıyor. İçerisinde şehvet, tutku, aşk, hüzün ne ararsanız var. Çok az karakterle böyle büyük bir hikaye yaratmak da ancak Deniz Kılıç gibi usta yazarların işidir zaten. Kitabı okurken kahramanların duygularını bizzat siz yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Yazar kullandığı anlatımla, okuyucuya bir film izletiyor hissi vermiş. Oldukça etkileyici bir hikayeye sahip olan kitabı, elinize aldığınızda bir an önce bitirmek isteyecek kadar sürükleyici olduğunu göreceksiniz.Yazar yarattığı kurguyla, hiç aşk romanı okumam diyen birini bile kendine hayran bırakıyor.Hatta ağlatıyor ben tutamadım kendimi.. Aşk romanlarının hepsinin aynı olduğunun düşünenler var aranızda biliyorum. Evet bu düşünce kısmen doğrudur da. Fakat her yazar anlattığı kitabına kattığı küçük ayrıntılarla, öyküsüne farklılık katar. Efla kitabında ise, hayran kalınası bir fedakarlık örneği izliyoruz.
Kitaptaki teşbih ve betimlemelerle, edebiyata doyduğunuzu hissediyorsunuz.Nefis bir kalemle tanıştığım için mutluyum.. herkesin okumasını çok ama çok tasviye ederimm.
Kitapla kalın..
İlhami Algör, benim nazarımda varoluşsal edada büyük bir Sanrıcı’dır. Yani bendeniz, naçizane yazarın kahramanı için; gerçekte var olmayan şeyleri gören ve aynı zamanda işiten, daha doğrusu dayanaksız algı sahibi insanlar için kullanılan Sanrı kelimesine karşın, “Sanrıcı” nitelemesinde bulunurum, çünkü hoşuma gider böylesine otantik nitelemeler ve
Hayat, doğduğumuz gün başlayıp öldüğümüz gün sonlanan amansız bir yolculuktur. Aynı zamanda hayat, doğduğumuz gün başlayıp öldüğümüz gün sonlanan amansız bir arayıştır da. Kimileri bu yolculuk esnasında sürekli arar durur; kimileri ise hiçbir zaman aramaya tenezzül etmez. Kimileri yorulur yarı yolda bırakır; kimileri asla yorulmaz, yılmadan