"Eğer bana karşı duygularınız aynıysa hemen söyleyin. Benim duygu ve dileklerim hiç değişmedi. Ama tek sözünüz üzerine bu konuyu ömür boyu kapatırım." Elizabeth; geçen bahardan beri duygularının kökten değiştiğini ve onun önerisini şimdi minnet ve sevinçle karşıladığını anlattı. Bu yanıtın verdiği mutluluk, besbelli genç adamın ömründe hiç duymadığı kadar büyüktü. Sevincini belirten sözlerin inceliği ve gücü, onun Elizabeth'e nasıl delice tutkun olduğunu belirtiyordu. Elizabeth şu anda onun gözlerine bakabilecek durumda olsa, mutluluk ve sevincin ona ne derece yaraştığını görebilirdi. Ama bakmasa da duyabiliyordu ya. Onu kendine her an biraz daha yaklaştıran ve her an daha çok değer kazandıran sevda dolu sözlerini genç kız kana kana dinledi. Nereye gittiklerini bilmeksizin yürüyorlardı. Duyguları, düşünceleri ve konuşmalarıyla öylesine dopdoluydular ki çevreye dikkat edecek durumda değildiler.
Sayfa 425Kitabı okudu
Uzun süre devam eden birlikteliklerde ve başarılı evliliklerde, yukarıda saydığımız "aşık beyin" bulgularından birçoğunu bulamıyoruz. Ama görebildiğimiz bir şey var: Bu insanlar, birbirleri olmadan yaşamayı düşünmüyorlar. Erkek ve kadın, uzun süreli ve başarılı bir birlikteliğin ardından tek bir bütünün parçaları olarak davranmaya başlıyorlar. Kısacası aşk ölmüyor ama "dönüşüyor". İlk dönemlerde hislerin etkisi, yani Limbik sistemin komutları altında gerçekleşen "aşkın bacayı sardığı" haller, yıllar içinde beynin daha üst merkezleri tarafından yönetilen akılcı, insani, üst seviyeli bir birlikteliğe dönüşüyor. Bu dönüşümün gerçekleşmediği durumlarda "Aşkımız bitti" gibi gerekçelerle çiftlerin birbirlerinden ayrıldıklarını sıklıkla görebiliyoruz. Bunun en muhtemel nedeni, insanların çoğunun maşukuna değil, aşkın o ilk safhalarındaki heyecana aşık olmaları. Aynen tehlikeli sporlara tutkun adrenalin bağımlıları gibi, insanların önemli bir kısmı, beynin bu çocuksu itkilerine gem vurma konusunda isteksiz davranıyor ve her yaşta o "liseli aşk heyecanı" diyebileceğimiz heyecanı aramaktan kendilerini alıkoyamıyor. insan zihni, maşukunun peşinden gidiyor ve onu kaybetmeye kolay kolay dayanamıyor.
Reklam
Ahmet Erhan
Derin uçurumlara tutkun bir ağaç gibi Boğulmak hüner midir ah, bir elimi tutsan.
Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim; Gönül tatlı diline tutkun, neyleyim; Can da, gönül de sır incileriyle dolu: Ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim.
Cemil Meriç
Sevdiğim bir başkasına tutkun. O bahtiyar rakipte başka bir dilberin esiri. Bana da sevmediğim bir kadın aşık.
Sonra alıp yalnızlığımı yanıma, biraz daha tutkun, biraz daha iyimser, döndüm yeniden bıraktığın boşluklara.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.