90'larda çocuk olmak, dünyanın en merhametli insanı olmaktı. Milli olmanın yardımsever olmakla, yurtsever olmakla, sevmeyle bağlantısı vardı. O zamanki insanlar gelişmek için çabalıyorken birden kayboldular. Hiç unutamıyorum o günleri sobalı sınıfımız vardı ilkokulda. Hizmetli Hasan amca gelecek de bütün sınıflardaki sobayı yakacak... İkinci derse doğru ancak ısınır, içi biraz peynir zeytin ve yumurta kokan ekmek kokan beslenme çantamızı açar kahvaltımızı hep birlikte yapardık. Durumu benden daha kötü, fakir çocukları sessiz görürdüm. O çocuk halimle bir hüzün kaplardı içimi. Paylaşmayı öğrenirdik tutum haftalarında... Ne günlerdi, o zamanlar 23 Nisan'da hava bir başka açar, güneş farklı bir doğardı. Şiirleri okuduktan sonra meydandan geçip giderken tüm halk hepimizin annesi babası ağabeyi arkadaşları yollara dizilir, bizi elleri patlayana dek alkışlardı. Bu günlerin başarısını o günlerin öz güvenine borçlu olduğumuzu düşünürüm