Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Turhan Yıldırım

"İçirmekten utanç duyulmayan bir köşesindeyim buz tutmuş sanayağının. Pencere macunlarını söküp bilye yaptığım saklanmışlıkta. Nefretin ayaklarımı dövdüğü yerde. Avludaki kedilerin karınlarına uzanıyorsam da çatıdaki keçiler için nefesimi tutuyorum ve sayıyorum ondan sıfıra doğru. Üçüncü tonundayım grinin, yedinin birinci çeyreğinde."
Reklam
Kalemimin ucu yeterince körelmedikçe, açacağımı kullanmayacaktım. Söz vermiştim, kendime. Yeşil, jilet ve cam olana bakıp. Öyle olmadı. Sınıf öğretmenim kalemimi açarken öğrendim, sözün tutulacak bir yanı olmadığını. Söz, sadece sözmüş. Söylenir, denir, belki yenilir ve yutulur. Ama asla tutulmazmış.
Quasimodo
"Bugün hayatının ilk günü Nasip'in. Oysa dün kendini asacaktı. Silah olsa vururdu kendini, ilk onu düşündü, bulamadı. Ölmenin bile gereklilikleri var."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hedefleriniz Batsın
Çalışın! Gözleriniz acıyana, sırtınız ağrıyana, iliğiniz kuruyana kadar çalışın. Daha hızlı çalışın! Çalışmaktan iflahınız kesilene kadar çalışın. Yıllık hedeflerimiz var, performans değerlendirme sürecimiz yaklaştı. Hedeflerimizi tutturmamız lazım." Hedefleriniz batsın.
Sıfır Noktasında
Eteklerimden tutuyor yalnızlığım, Bekçileri gecemin dudak kıyılarında. Soğursa göğüm, taşarsa düşüncem, Buz mu keserim ayın ışığında? Boğulur muyum fikrimin sıfır noktasında? Tutuşur muyum yeniden gecenin sabahında, Ya da hiç tütmemiş mi dumanım, Şu gözümü kararttığım delirmek kuytusunda? Ziyanı var, zebili firar; Köhne kalmış her sığınak, Acıya içimde yok durak; Mutluluğa yorgunum. Telaşsızım; heyecansız, uykusuz, yorgunca Ve geçmişim bilindik vaz'lardan. Sesleniyorum duy beni ey yalnızlık! Boğ beni, Kes nefesimi; Soluğum solsun, dudak kıyılarında.
Sayfa 86 - Çıra YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Narin
Masumiyetin kirlendiği bu dünyada insanlığı, artık bir insanın nasıl ve nerede yaşadığı değil de nasıl ve nerede öldüğü belirliyordu. Narin'in o minik gövdesi, masallardaki yıldızların arasına saklanmış da yere düşmüş, yeni kızarmış elmalardan birine dönüşüvermişti çabucak. Elinin boşaldığını fark etmesiyle bir karaltının havalandığını, Narin'in yere bir kitabın sayfaları gibi çırpınarak indiğini çığlıklar, bağrışmalar arasında gördü.
Sıfır Noktasında
Sesleniyorum duy beni ey yalnızlık! Boğ beni, Kes nefesimi; Soluğum solsun, dudak kıyılarında.
Fransız Yeni Roman'ın Gücü Adına
Her taraftan kaynıyor gibiydiler, havanın nemlice ılıklığında ortaya dökülmüş, yavaş yavaş akıyorlar, duvarlardan sızar gibi, tel çevrili ağaçlardan, kanepelerden, kirli kaldırımlardan, meydanlardan dökülüyorlardı. Evlerin ölü cepheleri arasında, uzun ve koyu salkımlar halinde, gevşeyerek uzanıyorlardı. Uzak aralıklarla, mağazaların vitrinleri önünde, hafif tıkanıklıklar şeklinde yer yer girdap yapan daha yoğun ve durgun biriktirmeler meydana getirmekteydiler. Tuhaf bir rahatlık, umutsuz bir hoşnutluk yayılıyordu varlıklarından, “Exposition de Blanc” daki kar yığınlarına ustaca benzetilmiş çamaşır kümelerine, ya da vitrindeki bir taşbebeğe ilgiyle bakıyorlardı, bebeğin gözleri ve dişleri eşit süreyle yanıyordu, sönüyordu, yanıyordu, sönüyordu, yanıyordu, sönüyordu, hep eşit sürelerle, tekrardan yanıyordu, tekrardan sönüyordu. Uzun uzun, kımıldamadan, öylece bakıyorlar, uzaklaşmayı hep bir sonraki süreye bırakarak, vitrinlerin önünde kendilerinden geçmiş, kalakalıyorlardı. Ellerinden tuttukları sessiz ve durgun çocuklarsa, bakmaktan bezmiş, dalgın, uysal uysal bekleşiyorlardı yanıbaşlarında.
Sayfa 21 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Öykü Kurmak
"Kim ve ne, bu bilinmeyen kişiler" diye soruyorum. O adamın ne dediği, o kadının ne dediği üzerine bir düzine öykü kurabilirdim - bir düzine resim görüyorum. Ama öyküler nedir ki? Büktüğüm oyuncaklar, üflediğim balonlar, ötekinin içinden geçen halka. Ve bazen, öyküler olup olmadığı üzerinde kuşkuya düşüyorum. Benim öyküm nedir?
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Makina
Ayrıca, bir filimçekmemakinamız, yıkarkuruturütüleryerleştirir bir çamaşır makinamız var.
Sayfa 338 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Komple
Benim radyom da komple: teyppikapradyodikişmakinasıelektrikütüsü bir arada.
Sayfa 338 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Hafıza
Şarap lekesi de çıkmıyor biliyorsunuz. Ama zamanla, soluklaşıyor silinir gibi oluyor: hafıza gibi.
Sayfa 334 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Roman, Kısa Öykü ve Küçürek Öykü Farkı
Bruce Holland Rogers, roman, kısa öykü ve küçürek öykü farkını şöyle anlatır "Okur, edebiyat evini keşfetmek üzere odalarda bir gezinti yapmaya ve mahrem alanları araştırmaya davet edilebilir; bu romandır. Okur evin odalarından birinin penceresinden içeriye bakmaya davet edilebilir; bu kısa öyküdür. Veya okurdan evdeki kapının anahtar deliğinden, odanın sadece bir bölümünü görecek şekilde diz çökerek içeriye bakması istenebilir; bu da küçürek öyküdür. (Külahlıoğlu İslam 2008: 2024)
Sayfa 82 - Akçağ YayınlarıKitabı okudu
833 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.