Kalemimin ucu yeterince körelmedikçe, açacağımı kullanmayacaktım. Söz vermiştim, kendime. Yeşil, jilet ve cam olana bakıp. Öyle olmadı. Sınıf öğretmenim kalemimi açarken öğrendim, sözün tutulacak bir yanı olmadığını. Söz, sadece sözmüş. Söylenir, denir, belki yenilir ve yutulur. Ama asla tutulmazmış.